Önümüzdeki yıl ekilecek patates tohumu tedarikçi firmalar ön talepleri almaya başladılar . En önce Tarım Kredi Kooperatifleri ön talep aldı , ama fiyat belli değil . Ziraat Odası agria tohum için 950 Euro kasım ayı için , Aralık ayında 100 Euro artıyor , Pancar Kooperatifi talep almaya devam ediyor , fiyatlar belli , net . Olması gerekende bu , fiyatlar sonra diye bir şey kabul edilemez .
2010 yılında çıkarılan “ sertifikalı tohum yönetmeliğine “ göre tohum üreten firmalara kıyak geçilmiş , onların para kazanması için önleri açıldı , çiftçinin işi zorlaştı. Bu tarihten önce çiftçi kendi tohumu kendisi üretirdi , 300-500 kg anaç kademe tohum alır , önümüzdeki yıl ekeceği patatesin tohumunu kendisi üretirdi. Böyle bir durumda daha ucuza tohum temin ediliyordu . Bazı çiftçilerin ( bende dahil) geçen yıl yaşadığımız tohum rezaletini yaşamazdık , nasıl üretildiğini görmediğimiz için önlem alamıyoruz . Şu bir gerçek patates çiftçisi tohum , gübre , ilaç ve elektrik faturalarına çalışıyor , bu girdilerin çoğunu vadeli aldığı için artı faize çalışıyor . Bu böyle biline.
Ekonomide bir türlü düzen tutturulamadı , basından duyuyoruz Arap dostlarımızdan(!) milyar dolarlar geliyor , kaynağı belli olmayan paralar geliyor . Yani taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyoruz . Nereye kadar gider bilinmez !
Devlet Planlama Teşkilatı (1960-2011) Türkiye’nin planlı kalkınması için kurulan , AKP hükümeti döneminde kapatılan , uzmanların çalıştığı bir kurumdu . Ekonomiden sosyal hayata , eğitimden turizme , tarımdan sanayiye her alanda 5 er yıllık planlama yapılır , tam yüzde yüz gerçekleşmese de geleceğe bir ışık tutardı . İnsan kaynaklarını planlanırdı , ona göre okullar açılır , öğrenci yetiştirilirdi . Ya şimdi her yere üniversite açılıyor , buradan mezun olacak gençler nerede çalışacak diye bir plan var mı ? Bu kurumlar yeniden kurularak yeniden planlı kalkınmaya geçilmesi lazım .
Siyasetin dili çok ağır , sorumluluk sahibi , makam mevki sahibi kişilerin tahminim ağzından çıkanı kulağı duymuyordur . Sizin kullandığınız sözcükleri sokak kabadayıları bile söylemiyor. Ne o “zillet , illet , cibilliyetsiz vb.” Osmanlı Devletinin kurucusu Osman bey’in hocası Edebali ‘nin öğütlerini her siyasinin odasında “masaüstünde” bulunması lazım .
“Ey oğul , beysin . Bundan sonra öfke bize , uysallık sana!
Güceniklik bize , gönül almak sana ! Suçlamak bize , katlanmak sana!….
Diye devam eden bu veciz sözleri siyasiler aklından çıkarmasın