Gün geçmiyor ki bir televizyon programcısı veya gazeteci, Şuhut’un kapısını çalmasın.
“Keşkek” Türkiye’de sadece Şuhut’a özgü bir yemek değil. Asırlardır Karadenizden Egeye, Akdenizden İç Anadoluya kadar bir çok İlimizde “Keşkek” yemeği yapılıyor. Hepsinin ortak adı “Keşkek” olsa da her birinin farklı farklı yapılışı ve malzeme tercihi var. Kimi yörelerde tavuk eti ile yapılan “Keşkeğin” en ünlüsü, en lezzetlisi ve damak çatlatanı hiç şüphesiz; ŞUHUT KEŞKEĞİDİR.
Komşumuz Denizli mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri de BABADAĞ KEŞKEĞİ. Denizlililer sofralarından eksik etmediklerini “Babadağ Keşkeğini” tanıtırken bizim de hakkımızı yememiş ve Şuhut Keşkeğine ayrı bir parantez açarak övgü yapmışlar.
Denizli’nin önde gelen haber sitelerinden Gazete Şehir. Com, Babadağ Keşkeği ile Şuhut Keşkeğini bir yazıda buluşturmuş. Doğal olarak Babadağ Keşkeğini öne çıkarmışlar. Komşumuz Denizli halkına ve yerel basınına teşekkür ederiz. Ama küçük bir hatırlatmada bulunalım, ülkemizde “Keşkek” denilince akla gelen ilk yer ; Şuhut’tur.
Şimdi gelelim asıl konumuza. Babadağ halkı imkansızlık nedeniyle asırlar boyu çalışmak için Şuhut’a gelerek ekmeğini çıkarmıştır. Adını aldıkları Baba Dağı eteklerinde yaşayan Babadağ halkı, ekecek arazisi ve başka bir geçim kaynağı olmadığı için gurbete çıkmak zorunda kalmıştır. Babadağlıların en çok tercih ettiği yerlerin başında Şuhut Kasabası gelmektedir. Çünkü Şuhutlular, çalışanın hakkını fazlasıyla veren, gurbetçiye iyi davranan ve onlara sahip çıkan insanlardır. Babadağlılar uzun yıllar Şuhut ovasında tarlalarda çalışmış, bir vakitler ilçemizde hayli yaygın olan dokumacılık işinde işçilik yapmışlardır. Adı ve acı kaderi bir türkümüze konu olan MOLLA AHMET aslen Babadağlıdır ve çalışmak için Şuhut’a gelmiş bir gurbetçidir. Babadağlılar Dokumacılığı ve Keşkeği Şuhutlulardan öğrenmiştir. Gayet çalışkan bir halk olan Babadağlılar, zamanla dokumacılık mesleğini kendi kasabalarında yapmaya başlamış ve çok başarılı olmuştur.
Dolayısıyla Babadağ Keşkeğinin aslı, kökü, orijinali ŞUHUT KEŞKEĞİDİR.
Şimdi sizlere Gazete Şehir. Com’da (Denizli) çıkan yazıyı sunuyoruz. Şunu unutmayalım ki; “taklitler sadece asıllarını yaşatırlar”.
Babadağ’ın ünü Türkiye sınırlarını aşan lezzeti Babadağ Keşkeği Denizli mutfağının ve kültürünün önemli bir parçası olmaya devam ederken, komşu Afyonkarahisar’ın Şuhut Keşkeği de bir o kadar iddialı. Şuhut’un tescilli lezzeti yiyenlere parmak ısırtıyor.
Keşkek, binlerce yıllık kadim bir Türk yemeği. Aynı zamanda UNESCO somut olmayan kültürel miras listesine dahil edilmiş önemli bir kültürel öğe. Türk milletinin varlığını sürdürdüğü farklı coğrafyalarda, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan tarihsel süreç içinde önemini korumuş ve yaşamını sürdürmüştür. Ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde sofraların vazgeçilmez yemeklerinden biri olmuştur.
Geleneksel törenlerde özellikle birlik ve beraberliği simgeleyen keşkek, Anadolu’nun her köşesinde geçmişten geleceğe köprü kurarak kültürel bir aktarım görevi üstlenir. Bu yemeğin ana malzemesi genellikle buğday olsa da, dövme, pişirme, sunum ve tüketim aşamalarında farklı gelenekler ve adetler gözlemlenir. Bu çeşitlilik, keşkeğin her bölgede kendine özgü bir lezzet ve dokuya sahip olmasını sağlar.
Denizli’nin Babadağ keşkeğini bilmeyen yoktur. Bir o kadar lezzetli bir keşkek daha var ki o da komşumuzda pişen Şuhut Keşkeği. Afyonkarahisar’ın Şuhut Keşkeği, farklı lezzetiyle büyük beğeni kazanıyor.
Her iki keşkeğin özellikleri ve yapım aşamaları ise şöyle:
Babadağ Keşkeği
Buğdaylar, büyük kazanlarda kaynatıldıktan ve serme işlemi sonrasında kurutulduktan sonra, dövme işlemine geçilir. Kuruyan buğdaylar daha sonra dibek taşına alınarak geleneksel yöntemlerle dövülür. Bu dövme işleminden sonra, buğdaylar tekrar bir kazanda kaynatılır ve yaklaşık bir gün boyunca kabarmaları için bekletilir. Ertesi gün, buğdaylar kabarırken ayrı bir kazanda kırmızı et iplik iplik oluncaya kadar haşlanır ve kemiklerinden ayrılır. Ardından, üçüncü bir kazanda haşlanan etler dövülmeye başlanır. Bu aşama, Babadağ keşkeğinin en önemli noktalarından biridir. Etin dövülme işlemi tamamlandıktan sonra, bir başka kazanda kaynamakta olan buğday keşkeğin yapılacağı kazana eklenir. Tuz ve karabiber eklenir. Buğdayın ve etin birbiriyle bütünleşmesi için özenle dövülür. Bu, Babadağ keşkeğinin en belirgin özelliklerinden biridir. Son olarak keşkek, tereyağı ve kırmızıbiber ile birlikte servis edilir.
Şuhut Keşkeği
Coğrafi işaretli tescilli bir lezzet olan Şuhut keşkeği, diğer keşkek çeşitlerinden farklılık gösterir. Şuhut keşkeğinde yrede yetişen buğdayın kabuğu soyulmuş ve yıkanmış hali olan göce kullanılır. Keşkekte kullanılan nohut da yine bölgede yetişmektedir. Şuhut keşkeğinde, küçükbaş hayvanların sırt kısmının kuyruğa yakın bölümü olan zıpkın kullanılır. Bu bölgenin yağ dokusu ince ve sık olduğundan etin kalitesi yüksektir. Ayrıca, zıpkının kemiğinde keşkeğe lezzet ve kıvam veren ilik vardır. İlaveten, kemiksiz kırmızı et de aynı oranda karışıma eklenir. Bu özellikler, Şuhut keşkeğinin diğerlerinden ayrışmasını sağlar.
Şuhut keşkeği, sırsız toprak çömleklerde ve odun ateşinde ısınan taş fırınlarda 12-15 saat boyunca pişirilir. Geleneksel bir yöntem olan bu pişirme şekli, keşkeğe benzersiz bir aroma ve tat katar.
İlçenin doğum, asker uğurlama, düğün, bayram, hacı uğurlama, adak, hayır, buluşma gibi özel zamanlarında tüketildiği gibi, evlerde her öğünde de tüketilmektedir. >>Hatice Uğur