Programda Eroğlu, 1944 yılı sonrası İstanbul’da yapılan içme suyu yatırımları ve şehrin içme suyunun sigortası olan Büyük Melen Projesi hakkında açıklamalarda bulundu.
Döneminde İstanbul’da kısa sürede şehrin içme suyu problemini çözerek vatandaşlara kesintisiz içme suyu imkânı sunduklarını ifade eden Veysel Eroğlu: “Ardından İstanbul’da orta vadeli içme suyu yatırımlarını yaptık ve İstanbul’da susuzluğu tarihe gömdük. Böylece İstanbul’da su medeniyetini tekrar tesis ettik”dedi.
“MİMAR SİNAN’I BİZZAT VAZİFELENDİRMİŞTİR”
İstanbul daima suyla yoğrulmuş kadim bir şehirdir diyen Eroğlu: “Ancak tarih boyunca şehre su temini hep önemli bir mesele olmuştur. Kısacası İstanbul, suyun yanı başında ama suya hasret bir şehir olmuştur. İmparatorlar ve Padişahlar İstanbul’un su meselesiyle bizzat ilgilenmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul’un su meselesini çözmesi için Mimar Sinan’ı bizzat vazifelendirmiştir. Dolayısıyla İstanbul’un su meselesini günümüz esasında değil, geçmişle birlikte değerlendirmek gerekmektedir”dedi.
“TERKOS GÖLÜNE KARADENİZ’DEN’DE TUZLU SU KATILIYORDU”
1994 yılı öncesinde İstanbul’un çoğu bölgelerine 5-10 günde bir su verildiğini ifade eden Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu: “Malum olduğu üzere 1994 yılından önce İstanbul’un nüfusu 6,5 milyondu. Şehrin nüfusu yılda takriben 400.000 artarken, buna bağlı olarak içme suyu ihtiyacı da artmaktaydı. Bu duruma rağmen o zamanki idarecilerin su kaynaklarını zamanında geliştirememesinden ve su temin tesislerini yapamadıklarından dolayı İstanbul susuzluk çekiyordu. Ayrıca su şebekelerinde %65 kayıp olduğu için İstanbul’a yılda ancak 200 milyon m3 su temin edilebiliyordu. Kurak dönemlerde ise çok az miktarda su iletilebiliyordu. Hatta Terkos Gölüne Karadeniz’den de tuzlu su katılıyordu. 1994 yılı öncesinde İstanbul; suyu akmayan, binaların bodrumlarına büyük depoların yapıldığı, mutfak ve banyolarında su bidonlarının olduğu bir şehir haline gelmişti. Altyapı yoktu veya su şebekesi tamamen eleğe dönmüştü. İstanbul’un çoğu bölgelerine 5-10 günde bir su veriliyor, tankerlerden bidonlarla su taşınıyordu. 1994 öncesi İstanbul’u yönetemeyenler susuzluktan şehri Kerbelaya çevirmişti. Musluklardan günlerce değil, aylarca su akmadığı için vatandaşlar semtler arası mekik dokuyordu. Kadınlar ellerinde bidon ve kovalarla su tankeri yolu gözlüyordu”dedi.
“SU KAYNAKLARININ KAPASİTESİNİ 8 KATINA ÇIKARTTIK”
1994 yılından 2019 yılına kadar yapılan çalışmalar ile İstanbul’un su kaynaklarının önemli öçlüde geliştirildiğini aktaran Eroğlu: “1994 ile 2019 yılları arasında yaptığımız çalışmalar neticesinde su kaynaklarının kapasitesi büyük oranda geliştirilmiştir. Ayrıca 1994’te 590 milyon m3 olan su kaynaklarının % 65’i elek gibi olan şebekede kayboluyordu. Yani fiilen 200 milyon m3 su şehre verilebiliyordu. Dolayısıyla 1994’te 200 milyon m3 su şehre verilirken, hizmete aldığımız yeni su kaynaklarıyla biz su kaynaklarının kapasitesini 2019 yılında 1 milyar 653 milyon m3’e yükselttik. Yani takriben 8 katına çıkarttık”dedi.
“İSTANBUL’UN SİGORTASI BÜYÜK MELEN PROJESİ”
Türkiye’nin en büyük içme suyu projelerini İstanbul’da hayata geçirdiklerine dikkat çeken Eroğlu: “Çok kısa sürede şehrin içme suyu problemini çözerek kesintisiz içme suyu sağladık. Ardından orta vadeli içme suyu yatırımlarını yaptık ve İstanbul’da susuzluğu tarihe gömdük. Böylece İstanbul’da su medeniyetini tekrar tesis ettik. Bununla da iktifa etmedik ve şehrin 2040 ve hatta 2071 yılına kadar olan uzun vadeli içme suyu yatırımlarını planlayarak kademe kademe devreye almaya başladık. İstanbul,16 milyon nüfusu ile ülkemizin en büyük şehridir. Ayrıca nüfus bakımından 131 ülkeden daha büyüktür. Bu büyük ve güzel şehrin geçmişte yaşadığı susuzluğu bir daha yaşamaması için çok büyük düşündük. İstanbul’un içme suyu ihtiyacını 2071 yılına kadar teminat altına alan Büyük Melen Projesini hayata geçirdik”dedi.