İYİ Parti Şuhut İlçe Başkanı Müzahir Özaşkın son yapılan ÖTV zamlarının “şok edici” etkisinin akaryakıt başta olmak üzere bir çok sektörde ortaya çıkmaya başladığına değinerek “bu kararlar Akparti iktidarının ülke ekonomisini iflas ettirdiğinin ilanıdır” dedi.
14 Mayıs seçimlerinden bu yana geçen iki ay içinde mazota ve benzine yüzde 100’e yakın zam geldiğini, doların ise yüzde 35 oranında artış gösterdiğini açıklayan Özaşkın şunları söyledi :
“Seçimlerden önce göz boyamak için göstermelik indirimler, bedava doğalgaz dönemi bitti, kaşıkla verilenin kepçeyle alınması dönemine geçildi. Memleketin dört bir tarafında petrol, doğalgaz fışkırıyordu, seçim bitince hepsinin yalan, dolan olduğu ortaya çıktı.
TOGG araçla şehir şehir gezen bakanlar, seçimden sonra Mercedes araçlarına binip makamlarına gittiler. İki ay önce 19 TL olan Dolar bugün 27 Türk Lirası olmak üzere. Nerede duracağı bilinmez bir zirveye doğru koşuyor.
Yine seçimden önce fiyatı 18 liraya indirilen mazot iki ay içinde yüzde 100 pahalandı. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Seçimi kazanmak için devletin kasasını son kuruşuna kadar tükettikleri ortaya çıktı.
Önce bakanlar, şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan Körfez ülkelerini gezerek sıcak para aramaya başladılar. Hani biz IMF’ye bile borç verecek duruma gelmiştik? Geçmişte IMF’den, Dünya Bankası’ndan kredi talep eden Cumhuriyet hükümetlerini “batının uşağı” ilan edenler, bugün asıl batının uşağı olan Petrol zengini Arap ülkelerinden para istiyor ve bunun adına “onurlu dış politika” diyorlar. Hadi oradan!
Hele gittikleri ülkelere dün neler neler söylüyordu bu arkadaşlar. 15 Temmuzun finansörü ilan ettikleri Birleşik Arap Emirlikleri, Cemal Kaşıkçıyı öldürdü diye kırmızı bülten çıkartılan Suudi Arabistan, Mursi’yi darbeyle indiren diktatör Sisi… Hepsi birden bire Akparti iktidarının kankası oldular.
Yapılan bir araştırmaya göre emeklilerin yüzde 70’inin seçimde Cumhur İttifakına oy verdiği ifade ediliyor. Yapılan zamlarla emeklilerin değil evini geçindirmek, sokağa bile çıkması imkansızdır. Emekliler arasında ayrımcılık yapmak, emeklinin insan gibi yaşamasına engel olmak, en büyük zulümdür.
İktidarın seçimin üzerinden iki ay bile geçmeden sergilediği tavır resmen iki yüzlülüktür. Demek ki iktidar milleti değil kendisini ve çevresini düşünmektedir. Türkiye, Türklerin yaşayabileceği bir ülke olmaktan çıkmıştır.”
Esnaf, memur, işçi, köylü, çiftçi, emekli, gençler sıkıntı içindedir. İktidara oy veren bütün halk kesimleri perişan haldedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilen 2018 yılından bugüne Türkiye’de sorunlar daha da büyümüş, krizler olağan hale gelmiş, devlet rayından çıkmıştır. 14 Mayıs bu ülkenin son şansıydı. Biz krizin derinleşeceğini ve bugünleri bile aratacak hale geleceğini öngörüyoruz. İsrafın, yolsuzluğun, yanlış politikaların bedelini halka ödetmek, Türk Milletini enayi yerine koymaktır.”