Recep Bozkurt
Muhittin Özaşkın

Şuhut Anayurt Gazetesi

Ömer ÇINAR Tarık ÖZAŞKIN : Şuhut Halk Takvimi

Ömer ÇINAR Tarık ÖZAŞKIN : Şuhut Halk Takvimi
REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
1.605 views
02 Şubat 2022 - 16:31
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Evlerde, işyerlerinde, sınıflarda en görünür yere asılan duvar takvimleri yıllar yılı insanların en büyük yardımcısı oldular.Hangi yılın hangi ayında ve gününde olduğumuzu, namaz vakitlerini, o gün yaşanması muhtemel doğa olaylarını, tanınmış bir insanın doğum ya da ölüm yıldönümünü takvimlerden öğrendik.Şimdilerde televizyon, bilgisayar ve cep telefonu bir olup duvar takviminin saltanatına son vermek üzere.Peki hiç merak ettiniz mi, takvim yokken insanlar nasıl yaşıyordu?
Elektriğin, radyonun, televizyonun olmadığı çağlarda insanlar neye göre hareket ediyordu?
Mesela kış hazırlıklarını veya tarımsal faaliyetleri nasıl yapıyordu?
Yazımızın ana başlığı olan “halk takvimi”, teknolojik imkânların bir hayli yetersiz olduğu dönemlerde insanların kendi başına geliştirdiği, kültürel miras şeklinde kuşaktan kuşağa geçen deneyim ve gözlemlerin ortaya çıkardığı yöresel birikime verilen bir isimdir.Belirli bir bölgede uzun zamandır yaşayan insan topluluklarının atalarından edindiği bilgilerle doğa olaylarını yorumlama ve tahmin etmesiyle oluşan “halk takvimi”, bir yönüyle de o insanların hayatını sürdürme ve zorluklara dayanma kılavuzu gibidir. “Halk takvimi” bölgelerin doğal ve kültürel özelliklerine göre şekillenir. Zaman dilimleri (ay,gün,mevsim) ile doğa olaylarını, bilinen ve yaygınlık kazanmış takvimlerden farklı olarak değerlendiren “halk takvimi”, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Şuhut gibi yörelerde dikkatle takip edilirdi.Çünkü uzun yılların birikimi olan “halk takvimi” doğrultusunda hareket edilmediği takdirde verim kaybı ve zarara uğrama riski yüksek olurdu.”Halk Takvimini” oluşturan unsur sadece doğa olayları değildir.Takvim; din, tarih,ekonomi,coğrafya, hukuk, eğitim gibi pek çok kaynaktan beslenerek insanoğluna “hatırlatma” görevi üstlenir.İnsan toplulukları halk takvimi sayesinde ayakta kalma, ihtiyaçları karşılama, zorluklarla mücadele etme, tehlikelere karşı önlem alma ve hayatını rahatça sürdürebilme noktasında deneyim kazanırlar.Halk takviminde en önemli faktör, yaşanılan coğrafyadır.Dağlar, tepeler, yaylalar, nehir ve göller, bitki örtüsü, yaşayan hayvan türleri, halk takviminin oluşumunda etkilidir. Şuhut halk takviminde yıl “Yaz” ve “Kış” olmak üzere iki bölüme ayrılır.İlkbahar yaz mevsiminin, sonbahar ise kış mevsiminin içinde kabul edilir.
KIŞ GÜNLERİ; Yılın yarısını oluşturan Kış Günlerine “Kasım Günleri” de denir.7 Kasımda başlar, 5 Mayısa kadar devam eder.Kış Günleri, adından da anlaşılacağı üzere, soğuk, karlı ve don olaylarının yaşandığı dönemi işaret eder. Şuhut; konumu, yüksekliği ve denizden uzak oluşu nedeniyle “karasal iklim kuşağı” özelliğine sahiptir.Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır.İlçemizde kış mevsimi çok çetin geçer.Ancak bu mevsimde kar ve yağmurun fazla yağması halinde yılın bereketli geçeceği bilindiğinden, insanlar çektikleri zahmeti önemsemezler.
YAZ GÜNLERİ; Yılın diğer yarısını oluşturan günlere verilen isimdir.Şuhut halk takviminde yaz günleri 6 Mayısta başlar ve 6 Kasımda biter.Toplam 180 günden oluşur.
DON OLAYLARI; Nasıl ki cemrelerin düşmesiyle birlikte havalar ısınır ve “Yaz Günleri” başlarsa, don olayının görülmesiyle beraber “Kış Günleri” başlamış olur.Kış mevsiminin habercisi; düşen hava sıcaklığı ve meydana gelen don olayıdır.Şuhut ve çevresinde Kasım ayının 8 veya 9’unda don olayı görülmeye başlanır.İlçemizde Kış mevsimi 8 – 9 Kasım günü don olayıyla başlar, ta ki 6 Mayısa yani Hıdrellez’e kadar devam eder.6 Mayıstan sonra don olayı görülmez.Şuhut’ta 9 Kasım günü bir başka doğa olayı yaşanır ve “çiğ” düşmeye başlar. Kış Günleri (Kasım Günleri) 7 Kasım günü başladıktan kısa bir süre sonra aniden havalar ısınır ve mevsim normallerinin üzerine çıkar. 11 Kasım – 27 Kasım arasındaki sıcak günlere “Pastırma Yazı” adı verilir.
ZEMHERİ; Zemheri kelimesi, “zehir zemberek” deyiminden gelir.Yılın en aşırı ve dondurucu soğukları “zemheride” görülür.21 Aralık – 31 Ocak tarihleri arasında 40 gün ( Erbain) boyunca devam eder.Balçıkhisar Köyü’nde “zemheri” , Şuhut’tan farklı olarak 5 Şubat’ta sona erer.
Zemheride 3 fırtına yaşanır;
27 Aralıkta Gündönümü Fırtınası
10 Ocakta Zemheri Fırtınası
28 Ocakta Ayandon Fırtınası.
Mahmut Köyü’ndeki dağda bir dikilitaş ve hemen yakınında yatay bir taş vardır.Ne zaman ve kimler tarafından konulduğu bilinmez. 21 Aralıktan tam 45 gün sonra öğle namazı vaktinde dikili taşın gölgesi yatay taşın tam üzerine geldiğinde zemheri bitmiş kabul edilir.
HAMSİN; Zemherinin bitmesinden sonra 1 Şubat günü “Hamsin” başlar, 50 gün sürdükten sonra 21 Mart günü sona erer.Zaten “Hamsin” kelime anlamı olarak 50 (Elli) demektir.Hamsin bazen zemheriden daha soğuk, bazen de ılık geçer.Şuhut’ta halk arasında yaygın olan bir fıkraya göre Hamsin “zemherinin kuvveti, şiddeti bende olsaydı, taşı taşa dondururdum” dermiş.
SAYILI KIŞ; Şuhut’ta 21 Aralık ile 21 Mart arasındaki 90 günlük süreye verilen isimdir.Bu döneme “KARA KIŞ” da denilir.
ŞEB’-İ YELDAL; Kelimenin aslı “Şeb’-i Yelda” olup “yılın en uzun gecesi” anlamına gelir. 21 Aralığı 22 Aralığa bağlayan gecedir.Bu gecede yılın bol ve bereketli geçmesi için Şuhut’ta her evde güzden kalma kavun ve karpuz yenir.
KOÇ KATIMI; Son güz 14 Kasımda başlar.
CEMRELER;
Kışın havada, suda ve toprakta görülen ısınmaya verilen isimdir.Kelime anlamı ” kor halindeki ateş” demektir.Şuhut’ta cemreye kimi yerlerde ” cemile” denir.Baharın (nevruz) geleceğinin işareti sayılır.
İLK CEMRE; Havaya düşer, hava ısınmaya başlar.Kasım Günlerinin 105. günü olan 20 Şubatta düşer.
İKİNCİ CEMRE; Suya düşer, su ısınmaya başlar.Kasım günlerinin 112.günü olan 27 Şubatta düşer.
ÜÇÜNCÜ CEMRE; Toprağa düşer, toprak ısınmaya başlar.Kasım günlerinin 120. günü olan 6 Mart’ta düşer.

KOCA KARI SOĞUĞU; 11 Mart günü yaşanır
MART DOKUZU SOĞUGU; Rumi takvimin Mart’ının 9. günü- miladi takvime göre ise 22 Mart günü gerçekleşir.” Mart kapıdan baktırır, balta sapı kürek sapı yaktırır” dedikleri soğuk budur.
ÖKÜZ SOĞUĞU; ” Sitte-i sevir, çiftçiyi devir” soğukları olup 21 – 26 Nisan tarihleri arasında altı gün sürer.
ÇERKEZ SOĞUĞU; 23 Nisan günü görülen şiddetli soğuktur.Bir tarihte Şuhut’a alışverişe gelen altı Çerkez tüccar bir köyden diğerine giderken fırtınaya ve tipiye yakalanır.Hepsi donarak ölür.Bu isim o acı olaydan dolayı verilmiştir.
DÜĞÜN AYLARI; Eylül, Ekim ve Kasım aylarıdır.
AŞ AYI; Muharrem
(aşure) ayı.
BOŞ AY; Safer ayı.Bu ayda boşanmak yasaklanmıştır.Şuhut’ta bu ay “uğursuzluk getirmesin” diye evlerde bulunan kırık, çatlak, yarık, delik,bir kısmı kopmuş eşyalar dışarıya atılır.Ya da evin dışındaki samanlık, mağaza, kiler, odunluk gibi yerlere geçici olarak bırakılır.
DAVUL GÜNÜ; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına ilçemizde bu ad verilmişti.
DOĞUM GÜNLERİ; Şimdilerde doğum gününe büyük önem veriliyor.Oysa eskiden doğum günü tam olarak kaydedilmez, çocuk doğduktan bir kaç sene sonra nüfusa yazdırılırdı.Pek çok kişiden ” nüfus cüzdanımda filan tarih yazsa da aslında ben şu tarihte doğdum” şeklinde sözler duyardık.Bazen nüfusa kaydedilen çocuk ölünce, ondan sonra doğan çocuğa kimlik çıkartılmaz, ölenin kimliği verilirdi.Erkekler okul ve askerlik mecburiyetinden dolayı nüfusa kaydedilirken analarımız, ninelerimiz doğum tarihlerini tam olarak bilemezdi.”Ne zaman doğdunuz ?” diye sorulunca şöyle cevaplar verilirdi; “Tırpan zamanı-Harman zamanı-Kıtlık senesi-Harp zamanı-çiz zamanı-haşhaş kırma zamanı-büyük deprem zamanı-düğün ayları zamanı-davul dövme günü-Kasım günü-zemheri günü-Hıdrellez’de-Karakışta….doğmuşum
“ŞUHUT’TA HAFTANIN GÜNLERİ; Eskiden Şuhut’ta haftanın günleri şöyle sıralanırdı;Pazartesi…………Sandıklı (Sandıklı pazarı, pazartesi günü kurulduğundan Şuhut’ta ” Pazartesi” günü değil de (SANDIKLI) günü denirdi.
Salı………………Sali
Çarşamba……..Çarşanba
Perşembe………Perşenbe
Cuma…………….Cumayi
Cumartesi………Pazar (Bazar)
(Cumartesi günü Şuhut pazarı kurulduğundan o güne (Pazar) günü denirdi.
Pazar…………..Pazertesi (Bazertesi) Cumartesi kurulan Şuhut pazarından dolayı ertesi güne (Pazertesi) denirdi.
ŞUHUT’TA METEOROLOJİK TAHMİNLER;İlçemiz ve köylerinde önümüzdeki günlerin ve ayların nasıl geçeceğine dair tahminler yapılırken bitkilerden, hayvanlardan ve doğa olaylarından geldiğine inanılan işaretlerden yararlanılırdı.Bunlardan bazıları şöyledir;”Aydedenin (ayın) ağzı sol tarafa bakıyorsa yağmur yağacaktır””Aydedenin ağzı ağıllı yani haleli ise yağmur yağacaktır”
“Yaz günü hava kararınca rüzgâr kesilir.Asla esmez.”
“Arı çok gözükürse kış sert geçer”
“Kediler ocak başında kıvrılarak yatarsa kış sert geçer”
“Yolda önüne tavşan çıkarsa o günkü işten hayır gelmez”
“Yolda önüne tilki çıkarsa uğur getirir”
“Hacı Murad (baykuş) uğursuzluk ve ölüm getirir”:
“Ayva bol olursa kış sert ve kar yağışlı geçer”
“Elma, armut, muşmula, döngel, kuşburnu bol olursa kışın çok kar yağar”
“Soğanın halka sayısı ne kadar fazla olursa o yıl kış sert geçer”
“Leylekler Şuhut’tan erken göç ederse kış sert ve kar yağışlı geçer”
“Gökyüzü açık olur ve yıldızlar görünürse, kış ılık ve kurak geçer”
“Ağaçlar erkenden yaprak dökerse o kış uzun sürer”
“Evlerdeki örümcekler kalın ve büyük ağ örüyorsa kış sert geçer”
“Kavak ağacı tepeden yaprak dökerse kış soğuk geçer”
“Karıncalar toplu gezerse kış sert geçer”
“Koyun ağılda ayağını uzatarak yatarsa kış ılık geçer.”
“Ama ayaklarını bükerek yatarsa kış sert geçer”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.