BAŞ BOZMA : Düğünler genellikle güzün işlerin bitiminde ve Perşembe günleri yapılır. Düğün tarihinden bir hafta önce Perşembe günü kız, iki sağdıcıyla beraber hamama giderek yıkanır. Böylece “baş bozulmuş” ve düğün resmen başlamış olur.
EKSİK GÖRME :Oğlan ve kız evinin temsilcileri ile alışveriş işlerini ve usulünü iyi bilen birisi, yanlarına gelin kızı da alarak Afyon’a giderler. Artık düğün alışverişi zamanı gelmiştir. Oğlan tarafı ziynet olarak dövme altın bilezik, küpe, saat ve zincir satın alır. Giysi olarak da kauçuk kadife, manto, entari, hırka, iç çamaşır, güpür dantel, lötür, gelinlik, ayakkabı, parlak pabuç, terlik alınır. Bunlardan en az 3-4 tane, en fazla ise 8-10 tane alınabilir. Az veya çok olması, ailelerin maddi durumu ile ilgili bir durumdur. Ayrıca karyola gaz ocağı, masa, sandalye, kökleme, sedir, ayna, Antep kilimi alınır. Şimdiki gibi misafir odası takımı, oturma grubu, halı hele hele buzdolabı çamaşır makinesi, bulaşık makinesi alınmazdı.Bunlar günlük hayatımıza girmediği gibi bu eşyaları bilen ya da gören yoktu. Radyo bile yoktu. Çünkü her şeyden önce evlerde elektrik yoktu. Ütü bile meşe kömürüyle kızdırılırdı. Kız tarafı da damada, ailesine ve yakın akrabalarına verilmek üzere kız ipliğinden dokunmuş gönek önücek (önlük), mendil, yün çorap, yazma, tülbentler alır. Büfe ve takımı, çeyiz sandığı,leğen, ibrik, güğüm bakır sahan, tencere, kanaviçeli karyola takımı satın alınır.
SİNİ :Düğünden önceki Pazar günü öğleden sonra oğlan tarafının akrabaları, arkadaşları ve komşuları oğlan evinde toplanırlar. Misafirlere çörek hamırsız, helva, zeytin, peynir ikram edilir. Sofralar kaldırıldıktan sonra bu defa da (şerbette kız tarafına yardım yapıldığı gibi) oğlan tarafına destek vermek için hediye para “ünnenir”.Toplanan paralar oğlanın babasına verilir.
OKUCU GİTME :Salı günü kız evinin yakınları gündüz vakti yanlarında tef çalan bir bayanla birlikte oğlan evine giderler. Kısa süreli bir düğün yaptıktan sonra oğlan evini ve yakın akrabalarını (özellikle genç hanımları), Çarşamba günü öğleden sonra “saç kesmeye” ve akşam da “kına gecesine” okurlar (davet ederler).Daha sonra kız evine geri dönerler.
SAÇ KESME : Oğlan evinin kadınları Çarşamba öğleden sonra kız evine geçerler. Tef çalıp oyunlar oynadıktan sonra görümce veya elti, gelin kızın saçından bir tutam keser ve damada götürüp teslim ederek karşılığında bahşiş alırlar. Tef çalan kadın “KIZ SAÇINI KESTİRME” ağıtını söyler. Oğlan evinin kadınları “kına yakmak” için kız evine gelirler.
KINA GECESİ VE GEZEK : Çarşamba akşamı oğlan evi bütün akrabalarına, komşularına tanıdıklarına ve arkadaşlarına yemek verir. En az 10 “Oymak” yani ortalama 120 ila 200 kişi civarında davetlinin iştiraki ile yemek yenilir. Düğün yemeği :PİRİNÇ ÇORBASI, PATLICANLI PİYAZLI BÜTÜN ET YEMEĞİ, bir tepsi BÖREK, BAMYA YEMEĞİ, bir tepsi BAKLAVA, KURU FASULYE, BİBER DOLMASI SÜTLAÇ YAPRAK SARMASI, VİŞNE HOŞAFI veya KARPUZ,’dan oluşan 10 çeşitten ibaret düğün yemeği misafirlere ikram edilir. Yemeğin ardından dua edilir. Yaşlı erkekler yemeğin ve duanın ardından evden ayrılırlar. Gençler ve damadın arkadaşları evde geç saatlere kadar çalıp oynarlar. O yılların tanınmış düğün çalgıcıları Ellezlili Osman, Karaadillili Ramazan Güneytepeli (Ağinli) Muharrem’di.
Bunlardan daha önceleri ise Şuhutlu Nibri oğlu Şükrü, Çomar Ömer’i, Calak Ömer’i ve Koz Fuat gibi müzisyenler gençleri çoştururdu.Hem Şuhut türkülerini hem de dönemin meşhur olmuş popüler türkülerini söyler, misafirleri oynatırlardı. Bu eğlencenin adına “GEZEK” denir.
Şuhut’ta eskiden gezekler çok güzel kutlanır insanlar doyasıya eğlenirdi.Gezek eğlencesine özellikle kaşıkla güzel oyun oynayan erkekler davet edilir, çalgıcının yanında bir sedire oturtulurdu.
Çarşamba günü akşam namazından sonra oğlan evinin hazırladığı çerezler ve kına bir tepsiye konur iki kadın ve oğlanın arkadaşlari alay halinde ellerinde bir sopa sopanjn ucunda bez bağlanır ve yaz yağı dökülür meşale haline gelir 1940 li yıllarda şuhutta elektrik olmadığı için bu şekilde kız evine götürülür.Şuhutlu oyun oynayanların dışında Mahmut Köyü’nden GÜZEL HASAN ve İnli Köyü’nden SÜLLÜOĞLU MEHMET de düğünlere davet edilirdi. Bu ikili sadece Şuhut’ta değil Afyon havalisinde adını duyurmuştu. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar kaşıkla, DÜZ HAVA. KIRIK HAVA, TEKE HAVASI ve ZEYBEK oyunları oynanır. Damadın berberi de damada ve sağdıcına “CEZAYİR” türküsü eşliğinde kına yakar.Kına yakılmasının ardından davetliler damada verilmek üzere çay tepsisine para atarlar.
“Cezayeri’nin harmanları savrulur,
Savrulur da sağ yerine devrilir,
Sarı da buğday ak samandan ayrılır,
Sokakları mermer taşlı, güzelleri hilal kaşlı,
Cezayeri, amman amman Cezayeri.
Damada dede, baba “kınalık” tarla veya hayvan verir. Kız evi de bir gün önce davet ettiği oğlan evinin kadınlarına akşam yemeği verir. Yemekte sıra Kara Dolmaya geldiğinde oğlan evinden iki genç kadın “CULA CULA CAK CAK” diye bağırarak ortama neşe katarlar. Oğlan evinin yemeğinde de sıra Kara Dolmaya gelince. çaktırmadan yanındakinin cebine dolma koyarlar. Bu nedenle dolma yerken dikkatli ve uyanık olmak gerekir.”Gezek sabaha yakın sona erer.
Ayrıca Kara Dolma tabağı sofraya konunca “KALE GÖRÜNMEZE GELDİK” denilerek yemeğin sonuna yaklaşıldığı hatırlatılarak “Yemek (Sofra) Duası” yapılması için ikazda bulunulur. Duadan sonra dolma yenir. hoşaf içilir. Yemeğin ardından iki genç, büyüklerin ellerini yıkamaları için leğen ve ibrik getirir. Biri ibrikle su dökerken diğeri havlu tutar.Çarşamba akşamı kız evinde de yemekten sonra tef eşliğinde oynanır. Hanımlardan birisi erkek kıyafeti giyer ve muziplikler yapar. Yüzünde kabak kurusundan maske olduğu halde yağtığı şaka ve taklitlerle bütün kadınları güldürür. Oğlan evinin getirdiği çerezler paket halinde misafirlere ikram edilir. Daha sonra özel bir tas içinde karılmış olan kına, “Kına Türküsü” eşliğinde gelin kıza yakılır.Kına bütün misafirlere dağıtılır. Kına Türküsü şu şekilde olup sadece Şuhut’a özgüdür.
“KINA KARILIR TASTA,
OĞLAN EVİ PEK HAVASTA
KIZ EVİ DE KARA YASTA,
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
TUZ KABINI TUZSUZ KOYAN,
KOCA EVİ ISSIZ KOYAN,
ANASINI KIZSIZ KOYAN,
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
ANA HAMAMA VARDIN MI?
YUNDUĞUM YERİ GÖRDÜN MÜ?
ŞİMDİ KIYMETİMİ BİLDİN Mİ?
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
ATLAYIP GEÇTİ EŞİĞİ
SOFRADA KALDI KAŞIĞI
GELİN EVLERİN IŞIĞI
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
KAYA DİBİ KARINCALI
YANI ÇİFTE GÖRÜMCELİ
HEM DAYILI HEM AMCALI
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
AŞ PİŞİRSEM TUZLU DERLER
EV SÜPÜRSEM TOZDU DERLER
SUYA GİTSEM GEZDİ DERLER
Yarenim kınan kutlu olsun,
Orada dirliğin tatlı olsun
KIZIMIZ GİDİYOR
NAZIMIZ BİTİYOR
BUGÜN AKŞAMLIK, AKŞAMLIK
YARIN ÖĞLENLİK, ÖĞLENLİK.