Şuhut Anayurt Gazetesi

ŞUHUT’UN İYİLİK VE HAYIR PINARLARI

ŞUHUT’UN İYİLİK  VE HAYIR  PINARLARI
591 views
09 Nisan 2025 - 21:27

Türk Milletini diğerlerinden ayıran özelliklerden biri de, kendi kanından ve dininden olmasa dahi, zor durumda kalan başka milletlere yardım etmesidir. Bir de o millet mazlum ve mağdur olursa, bir saniye düşünmeden, arkasını, önünü düşünmeden harekete geçeriz.Tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.
Türklerin İslamiyeti hemen benimsemesinin nedenlerinden biri de, önceki yaşam tarzlarının İslam’ın öngördüğü dünya görüşüne son derece yakın olmasıdır. Türklüğün mayasında mevcut olan,; hayır , hasenat , yardımlaşma, dayanışma ve vakıf kültürü, İslamiyetin kabulüyle birlikte daha da güçlenmiş ve kurumsallaşmıştır.
Asırlarca önce Orta Asya’yı gezen seyyahlar; Türklerin savaşçı, yüksek ahlak sahibi ve mert insanlar olduğunu yazarlar.
İstanbul’un fethi sırasında bir kısım gayrimüslim topluluğa “kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeye razıyız” dedirten duygu; Türklerin adil, merhamet sahibi, kul hakkına dikkat eden ve yardım etmeyi seven bir millet olmasından kaynaklanıyor.
15 Mayıs 1919’da İzmir’den başlayarak kısa zamanda bütün Ege Bölgesi’ni işgal eden, her türlü zorbalığı ve eziyeti yapan Yunanlılar, 1941 yılında büyük bir kıtlık felaketi yaşadıklarında onlara ilk yardıma koşan Türk Milleti olmuştur. Ülkemize binlerce kilometre uzaktaki mazlum Kore halkının yardımına gittiğimiz gibi Rum çetelerinin yok etmek istedikleri Kıbrıslı Türkleri soykırımdan kurtardık ve onlara bağımsız bir devlet hediye ettik.
Asırların getirdiği metal yorgunluğuna, sosyal – kültürel erozyona ve sonu gelmez asimilasyon çabalarına rağmen dimdik ayakta olan Türk Milleti, dün olduğu gibi bugün de başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere mazlum milletlerin ve bütün insanlık âleminin yanındadır.
Türk Milletinin milli ve manevi değerlerini yaşatan ve yaşayan Şuhut halkı tarih boyunca yardımlaşmanın, dayanışmanın ve birlik olmanın güzel örneklerini sergilemiştir. 16. ve 17. Yüzyılda Osmanlı döneminde o zamanki adıyla Karahisar-ı Sahip Sancağı’nda (Afyonkarahisar) en çok vakfın (özellikle para vakfı) kurulduğu yer ; Şuhut Kazası’dır. Bilindiği gibi vakıflar; zenginlik cömertlik ve yardımlaşmanın sembolüdür.1922 yılında Büyük Taarruz’dan aylar önce düşmana sezdirmeden ilçemiz ve köylerine yerleşen on binlerce Türk askerine evini ve sofrasını açan Şuhut halkının fedakarlığını, cesaretini ve kahramanlığını unutmak mümkün değildir. 1930’lu yıllarda Şuhut’ta ortaokul ve lise olmadığı için ilkokuldan sonra eğitime devam etmenin tek yolu; Afyon’a gitmekti. Afyon – Lisesi, sadece ilimizin değil bölgenin tek lisesi konumundaydı. Dönemin Belediye Başkanı İzzet Ersoy ve Şuhutlu hayırseverler, okuma aşkıyla yanıp tutuşan gençlere destek olmak üzere Afyon’da “Şuhut Talebe Yurdu” açarlar. Yurt sayesinde çok sayıda Şuhutlu gencimiz eğitim hayatlarına devam etme imkânı bulurlar. Unutmadan hatırlatalım; o tarihte Afyon’da öğrenci yurdu açmayı başarmış iki yer vardı; birisi Isparta’nın Senirkent Kazası, diğeri de Şuhut Nahiyesi… İlerleyen yıllarda Şuhut’ta hizmete giren Şuhut Ortaokulu, Şuhut Orta Öğretim Pansiyonu, Şuhut Devlet Hastanesi, Şuhut Lisesi (eski bina) , Şuhut Yatılı Kur’an Kursu, Şuhut İmam Hatip Lisesi, Şuhut Huzur Evi (huzurevi olarak kullanılmadı. Şuhut Meslek Yüksekokulu hizmet binası oldu), camiler, köprüler, çeşmeler; Şuhut halkının alın teri ve helal kazancıyla yaptırılmıştır. Günümüze dönecek olursak, Şuhut halkının asırlardır özünde yaşattığı yardımlaşma, dayanışma ve hayır yapma duygusunun güçlenerek devam ettiğini görmekteyiz. Hayra vesile olma ve insanlara hizmet etme yarışında ön plana çıkan iki güzide kuruluşumuzdan bahsetmek istiyorum; ŞUHUT VAKFI ve ŞUHUT GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ.. 2010 yılında kurulan ŞUHUT VAKFI, o tarihten itibaren sayısız faaliyete imza atarak yoksullara, ihtiyaç sahibi ailelere ve yüksek öğrenim gören öğrencilere destek oldu. Ömrünü Şuhut’a adamış hayırsever bir insan olan rahmetli Hacı Adil Orhan’ın “fikir” ve “isim” babalığını yaptığı ŞUHUT VAKFI, ilçemizdeki hayır işlerini ve Kur’an Kursu hizmetlerini vakıf çatısı altına almak üzere kuruldu. Prof. Dr. Veysel Eroğlu hocamızın himayesinde, İstanbul’da yaşayan Şuhutlu hayırseverlerin desteğiyle kurulan vakıf on beş yıl içinde birbirinden güzel ve anlamlı faaliyetler gerçekleştirdi. Vakfa sürekli ve düzenli gelir sağlayacak altı katlı işhanının temeli yakında atılacak. İnşaat bittiğinde elde edilecek gelirle ihtiyaç sahibi insanlara ve öğrencilere destek verilecek. Bu güzel haberi duyduğumda birden 1930’lu yıllara gittim. Afyon’daki “Şuhut Talebe Yurdunu” açan Şuhut halkı, aradan yüz yıl geçmiş ve yine yardım, hayır hasenat ve fedakarlık peşinde… 2020 yılında faaliyetlere başlayan ŞUHUT GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ, beş yıl içinde o kadar muazzam hizmetlere imza attı ki adeta ilçemizin “markası” haline geldi. Eczacı Barbaros Kılınçkaya ve arkadaşları, bütün Şuhutluların güvenini kazanmışlar ve gördüğüm kadarıyla “sonsuz bir krediye” sahipler. Sivil inisiyatiflere, yardım derneklerine , vakıflara hatta devletin resmi yardım kuruluşlarına “mesafeli” duran Şuhut halkı, kendinden bir parça olan Şuhut Gönüllüleri Derneği’ni bağrına basmış durumda. Anadoluyu gezen ve yerel basını yakından takip eden biri olarak açıkça söylemek gerekirse, bırakın Afyon’u, çevre il ve ilçelerde böyle bir sivil toplum kuruluşuna rastlamak mümkün değil. Şuhut Gönüllüleri Derneği kamuoyunu ve bağışçıları bilgilendirmek amacıyla her ay düzenli olarak faaliyet raporu yayınlıyor. Son açıklanan Ramazan ayı raporuna göre;
-1213 aileye ” gıda alışveriş kartı” verildi.
-Her ay olduğu gibi Mart ayında 91 öğrenciye bursları yatırıldı.(Toplam burs miktarı 136.500 TL)
-347 aileye et bağışı.
-2 hastanın ameliyat gideri. 7 hastanın tedavi giderleri. 6 aileye acil yardım.
Mart ayında yapılan yardımların tutarı 3 milyon 134 bin TL. “Menfaat” odaklı bir yaşam tarzının egemen olduğu günümüzde, komşuluk ve akrabalık ilişkileri, yardımlaşma ve dayanışma duyguları bitme noktasına gelmiştir. Kimsenin kimseye bedava selam vermediği ve gün geçtikçe “bireyselleşen” hayatımıza yeni bir ruh ve ufuk kazandıran Şuhut Gönüllüleri Derneği, insanî değerlere sahip çıkmaya devam ediyor.
Bakara Suresinin 195. Ayetinde
buyurulduğu gibi;
“Mallarınızı Allah yolunda harcayın ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Bir de iyilik edin ve yaptığınızı güzel yapın. Doğrusu Allah iyilik eden ve işini güzel yapanları sever.”