Büyük Taarruz’un ve Başkomutanlık Meydan Zaferi’nin 100.Yıldönümünü Türk Milleti olarak coşkuyla kutladık. Milletlerin hafızasında iz bırakmış ve kuşaktan kuşağa aktarılan önemli olaylar vardır. 1071 yılındaki Malazgirt Zaferi bizlere Anadolunun kapılarını açmıştır. 1453’de İstanbul’un fethi ile çağ açıp çağ kapattık.Tarihimizde zaferler kadar acı ve keder dolu günler de vardır. Yükselme dönemiyle birlikte üç kıtada bayrak dalgalandıran şanlı ecdadımız, 1699 Karlofça Anlaşmasıyla gerileme ve çözülme dönemine girmiştir. Bu gerileme 1921 yılı Eylül ayına yani Sakarya Savaşına kadar devam etmiştir.Sakarya Zaferi ile gerileme devri bitmiş , BAŞKOMUTANLIK MEYDAN ZAFERİ ile 223 yıllık toprak kaybımız sona ermiştir.”100.Yıl” gibi sembolik anlam taşıyan bir zaman diliminde ülke genelinde çok önemli törenler yapıldı. Sempozyumlar ve yarışmalar düzenlendi. Törenlerin ve etkinliklerin merkezinde elbette Afyonkarahisar vardı. Giden Valimiz Gökmen Çiçek keşke kutlamaların sonunda Afyonkarahisar’dan ayrılsaydı. Yeni Valimiz Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı hanımefendi hazırlıksız yakalandığı kutlamalardan yüzünün akıyla çıkmasını bildi.”Devlette devamlılık esastır” kuralının en iyi şekilde işlediğini gördük ve memnun olduk. Yeni Valimizden tek ricamız “devletin Valisi olması” Türkiye’de 85 milyon Türk’ün yaşadığını ve bunların kanun önünde eşit vatandaş olduğunu unutmamak gerekiyor.Şuhut’ta 25 Ağustos günü başlayan kutlamalara hemşehrilerimiz yoğun ilgi gösterdiler. Yurdun dört bir yanından Şuhut’a gelen on binlerce insan akşam saatlerinde Kocatepe’ye yürüdüler.Şuhut’taki 21 Ağustos günü verilen konserle başlayan kutlamalar, çeşitli etkinliklerle 25 Ağustos gecesine kadar devam etti. Yani aslına bakarsanız bizim yıllardır dile getirdiğimiz şekilde kutlamalar bir güne sıkıştırılmamiş oldu. Bir de “panayır” ve ” alışverişi günleri” meselesini çözebilseydik daha iyi olmaz mıydı?Sultandağı Dereçine’deki etkinlikleri ziyaret eden bir dostumuz dedi ki: “Vatandaş tarlada yetişen her türlü ürünü caddelerde sattı. Çok canlı alışveriş vardı”.Bizim tam da istediğimiz buydu. En az 3 günü kapsayacak şekilde tarihin, turizmin ve ticaretin harmanlandığı “ZAFER YOLU KÜLTÜR SANAT VE TURİZM FESTİVALİ”…İnşallah Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde yani gelecek yıl bu projemiz hayata geçirilir.Şuhut’taki kutlamaların mimarı Belediye Başkanımız Recep Bozkurt’u ve belediye personelini tebrik ediyorum. Şuhut Kaymakamlığını ve emeği geçen herkesi kutluyorum.”Kambersiz düğün olmaz” derler ya, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek “garip” açıklamaları ile yine Manşetlerdeydi. Daha önce “Kayabelen’de bulunan yüksek rezerve sahip. petrolü Lozan Anlaşması gereği çıkaramıyoruz” mavrası ile gündeme gelen Zeybek, fırsat buldukça içindeki nefreti akıtmayı sürdürüyor.Bir zamanlar Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Şükrü. Karatepe de aynı Mehmet Zeybek gibi arada bir “arıza” yapar, partisini sıkıntıya sokardı.Başkan Zeybek yaptığı konuşmanın sonuna Kadir Mısıroğlu”nu sıkıştırmayı ihmal etmemiş. Nereden icap ettıyse? Diyor ki başkan:”(…) Kadir Mısıroğlu’nun ‘” Sarıklı Mücahitler’ kitabında tanıttığı ve Afyon’un kurtuluşunda büyük hizmetleri olan hemşehrilerimiz Şükrü Çelikalay ve Yarbay Bayatlı. Arif Bey’i rahmetle yad ediyorum”Bir kere kitabın tam adı “Kurtuluş Savaşı’nda Sarıklı Mücahitler”. Bizim de okuduğumuz güzel bir eser. Zaten Kadir Mısıroğlu bu kitaptan çok yıllar sonra tozuttu, Atatürk’e, Mehmet Akif’e, Necmettin Erbakan’a. hatta Selahattin Eyyübi’ye ağıza alınmayacak hakaretler etti.Şükrü Çelikalay’ı ilk kez tanıtan Kadir Mısıroğlu değildir. Sebülirreşad Dergisi’nde ve dönemin matbuatında ondan çok bahsedilir. Sebilürreşad Dergisi’nin 1950 yılında çıkan 84. sayısında kapakta Şükrü Çelikalay’ın resmi ve Eşref Edib’in onun hakkında tanıtıcı bir yazısı vardır. TBMM 1920 yılında açıldığında Afyonkarahisar Mebusu olan Şükrü Çelikalay zaten tanınmış bir kişiliktir ve hakkında yüzlerce yazı çıkmıştır.Yarbay Bayatlı Arif Bey’in subay oiduğunu yani “Sarıklı Mücahit” olmadığını bir lise öğrencisi bile bilir. Çelikalay ve Bayatlı Arif.,aynı dönemde Milli Mücadele saflarında omuz omuza savaşmış olabilirler ama Yarbay Arif Bey’i ilk tanıtan yıne Kadir Mısıroğlu değildir.Mehmet Zeybek’in “Kurtuluş Savaşı’nda Sarıklı Mücahitler’ ‘ kitabını baştan sona okuduğundan kuşkuluyum. Konuşmaya tepkiler çığ gibi büyüyence” o kısım ” ayıklanıp konuşma metni” montajlanarak” belediye sitesinde yayınlandı. Allah’ tan konuşmanın videosu mevcut. Arkasında duramayacağın konuşmayı niye yapıyorsun?Sizin lugatınızda “özür dilemek” diye bir şey yok mu? Bir konuşma yapacağınız zaman metni hazırlayacak, aklı başında bir danışman bulundurmak çok mu zor? Sizi dinleyen insanların sizden daha bilgili ve donanımlı olabileceği aklınıza hiç mi gelmiyor?Söz siyasilerden açılmışken, bu yılki kutlamalara siyaset dünyasından rekor katılım oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şuhut’a geleceği haftalar öncesinden belliydi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Şuhut ziyareti tam bir sürpriz oldu. Sanıyorum Kılıçdaroğlu’nun ilçemize yapacağı ziyaretin estireceği rüzgarı dengelemek adına, devlet protokolünün 2 numarası olan Fuat Oktay Şuhut’a getirildi.Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal her yıl olduğu gibi Şuhut’taydı. Son günlerin popüler ismi Zafer Partisi Genel Başkanı Prof Dr Ümit Özdağ, hem parti çalıştayı hem de Şuhut ve Kocatepe ziyareti için ilçemize geldi. Özdağ”la Şuhutlu Şehitler ve Gaziler Hatıra Merkezini ziyareti sırasında karşılaştık, kendisine başarılar diledik. Bu arada rahmetli babası Muzaffer Özdağ”ın 1965 seçimlerinde Afyonkarahisar Milletvekili seçildiğini hatırlattık. Ümit Özdağ bunun üzerine duygulanarak aradan 57 yıl geçmesine rağmen babasının unutulmamış olmasından dolayı teşekkür etti. Ümit Özdağ’a özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiğini farkettik.Bu arada bir gözlemimi paylaşmak istiyorum. 25 Ağustos akşamı Atatürk Evi’ni ziyaret ederek. Stadyuma ve Kocatepe’ye giden grupları izledim. Genç, yaşlı, erkek, bayan farketmez: Akpartili ve MHP’li konuklarda bir yorgunluk ve moralsizlik gözleniyordu. Buna karşılık CHP’li ve İYİ Partili kitlelerdeki heyecan dikkat çekiyordu. Ben buna benzer bir havayı 1999 ve 2002 seçimlerinde yaşamıştım. 1999 seçimlerinde MHP, 2002 seçimlerinde ise Akparti kazanacağını önceden belli. etmişti. Sokaklar ve yüzler: kimin gelmekte olduğunu haber veriyordu.Aynı duyguyu bu defa Şuhut’ta yaşadım.