Takvim yaprakları 17 Eylül 1961 tarihini gösteriyordu. On yıl Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı görevinde bulunan Adnan Menderes, İmralı Cezaevi’nde idam edildi. Kabine arkadaşları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu ise Menderes’ten bir gün önce aynı yerde idam edilmişlerdi. Adnan Menderes 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin idam edilen ilk ve son Başbakanı oldu. Aradan geçen 62 yıla rağmen Menderes ve iki arkadaşının idamı Türk Milletinin yüreğinde dinmeyen bir sızı olarak kalmaya devam ediyor.
Adnan Menderes’i idam sehpasına götüren suç (!) eğer gerçekten suç olarak kabul ediliyorsa, Cumhuriyet hükümetlerinde Başbakanlık yapmış bütün isimlerin – istisnasız – aynı şekilde idam edilmesi gerekirdi.
Rahmetli Menderes, kendisine isnat edilen 17 suçlamadan beraat etmesine karşılık “Anayasayı İhlal Etmek” suçundan ölüme mahkum edildi.
Beraat ettiği davalardan bazıları; üniversite öğrencilerini öldürüp kıyma makinesinden geçirmek, Kars, Iğdır ve Ardahan’ı Ruslara satmak, köpek – bebek davası, örtülü ödenek davası, devlet hazinesini soymak…
Menderes ve arkadaşlarını idama götüren “Anayasayı ihlal etme” suçunun içeriğinde, Demokrat Partiye oy vermeyen Kırşehir’in ilçe yapılması, seçim kanunları ile oynamak, Tahkikat Komisyonu kurulması, yargı güvenliğinin ortadan kaldırılması, toplantı, gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet gibi ağır (!) suçlar yer alıyordu.
“Kurt kuzuyu yemeğe niyetlenmiş, kendisi suyun başındayken alt taraftaki kuzuya” suyumu bulandırıyorsun ” dermiş”
Rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarının haksız ve hukuksuz idamı, milletimizin maşeri vicdanında asla karşılık bulmadı. Gerek yargılama sırasında yaşanan çirkinlikler, gerekse verilen orantısız cezalar, Türk Milletinin adalete duyduğu güveni zedeledi.
Vefatlarının 62.yıldönümünde Başbakan Adnan Menderes, bakanlar Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
ŞUHUT’A GELEN İLK BAŞBAKAN ; ADNAN MENDERES
CHP Aydın Milletvekili Adnan Menderes, arkadaşları Celal Bayar, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte parti yönetimine “Dörtlü Takrir” vererek Çok Partili hayatın başlamasını sağladılar. Dörtlü Takrir’in ardından yaşanan ihraçlar, Demokrat Parti’nin kurulmasınun yolunu açtı. Demokrat Parti 1946 seçimlerinde varlığını ve gücünü ortaya koyduktan sonra 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara geldi
Şuhut’un Demokrat Parti tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır. 1946 yerel seçimlerinde Afyonda Demokrat Parti’nin belediye başkanlığı kazandığı tek ilçe ;; Şuhut olmuştur.
Demokrat Parti’den Şuhut Belediye Başkanı seçilen Bekir Sıtkı Oynağanlı, Afyon Valisi tarafından hukuksuz şekilde görevden alınınca, yerine aynı partili meclis üyesi İzzet Ersoy başkan olarak seçilmiştir. Tekrar devreye giren Afyon Valisi, İzzet Ersoy’u da sudan bir bahaneyle görevden alarak CHPli bir meclis üyesini Şuhut Belediye Başkanı olarak atamıştır. (Kayyum sistemi)
Bürokratik oligarşi, Demokrat Parti’ye Şuhut’u yönetmeyi çok görmüş, türlü hile ve entrikalarla başkanlar görevinden alınmış, anayasa ve hukuk çiğnenmiştir. Ancak bu karanlık dönem 14 Mayıs 1950 tarihinde son bulmuştur.
14 Mayıs seçimlerinde eski belediye başkanı Bekir Sıtkı Oynağanlı DP Afyon Milletvekili olarak Ankara’nın yolunu tutarken, Şuhut Belediye Başkanlığını da Demokrat Parti’den Ziya Özkan (Mühsüroğlu) kazanmıştır.
Başbakan Adnan Menderes çeşitli açılışlar (Çimento Fabrikası gibi) için defalarca Afyon’a gelmesine karşılık Şuhut’u 19 Ekim 1958 tarihinde ziyaret etmiştir. Bu ziyaret kimi yerlerde 1959 olarak gösterilse de, doğru değildir.
1950 seçimlerinde yüzde 58 oranında oy alan Demokrat Parti, 1957 seçimlerinde yüzde 48’e gerilemişti. Halkın şikayetlerini ve memnuniyetsizliği fark eden Başbakan, 1958 yılının Ekim ayında Isparta, Afyon, Kütahya, Uşak ve Eskişehir’i kapsayan bir yurt gezisine çıkmıştı. Isparta Uluborlu, Keçiborlu Senirkent, Dinar, Çay, Bolvadin ve Emirdağ’a uğrayan Menderes, daha sonra Şuhut’a geldi. Şuhut’ta Adnan Menderes’i karşılayanlar arasında CHP’liler de vardı ve bu görüntü Başbakan’ın hoşuna gitmişti. Tahkikat Komisyonu ve Vatan Cephesi gibi konular, Demokratlarla CHP’lilerin arasını açıyor, kavgalara neden oluyordu. Menderes’le birlikte Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Basın Yayın ve Turizm Bakanı Server Somuncuoğlu da Şuhut’a gelmişti.
Şuhutlular ilk defa bir Başbakanı karşılarında gördükleri için mutlu ve heyecanlıydılar. Cadde ve sokaklar insan seliydi. Başbakanı ve bakanları karşılayanlar arasında Şuhut Kaymakamı Ali Demirtürk, Belediye Başkanı Ziya Özkan eski DP Milletvekili Bekir Sıtkı Oynağanlı, DP Şuhut İlçe Başkanı Ahmet Düğüncü ve partililer de vardı. Adnan Menderes eski Hükümet Konağı’nın ikinci katındaki balkondan Şuhutlulara hitaben bir konuşma yaptı.
Başbakan konuşmasında Demokrat Parti hükümetinin yaptığı hizmetleri anlatıyordu ki, kalabalığın içinden yükselen bir ses, ortalığın karışmasına neden oldu. Herkes sesin geldiği tarafa döndü. Takım elbiseli kravatlı bir gençti bağıran. “130 lira maaş alan memurlardan hiç bahsetmediniz” diyen genç adam, Şuhut Mahkemesi zabıt katibi Şükrü Gürbüz’dü ve memur maaşlarının yetersiz olduğunu söyleyerek Menderes’i protesto etmişti.
Aslen Bolvadinli olan zabıt katibi Şükrü Gürbüz hemen oracıkta polisler tarafından gözaltına alındı. “Devlet büyüklerine hakaret” suçundan tutuklanan Gürbüz, yaklaşık 10 gün cezaevinde kaldıktan sonra 30 Ekim 1958 tarihinde tahliye edildi.
O günü hatırlayan Şuhutluların dediğine göre, alanda güvenlik önlemleri yetersizdi. Aşırı izdiham nedeniyle Başbakan konuşmasını kısa keserek Kaymakamlığın makam odasına geçti. Odada Menderes’i çocukluk yıllarından beri tanıyan bir Şuhutlu bekliyordu ; Topal Musa oğlu İbrahim Sarıtepe. Şuhut’un önde gelenlerinden olan İbrahim Sarıtepe, uzun yıllar Şuhut’tan Menderes ailesinin meşhur Aydın’daki Çakırbeyli Çiftliğine işçi götürmüştü. Binlerce dönümlük çiftliğin bir kısmını Şuhutlu işçiler ekip biçmiş, hayvanlarına bakmıştı. İki eski dost bir süre sohbet ettikten sonra vedalaştılar. Başbakan ve beraberindekiler akşam saatlerinde Şuhut’tan Afyon’a doğru çıktılar.