Bir ozanımızın dediği gibi
“Yürü bre yalan dünya
Sana konan göçer bir gün”
diyerek ölümünün 1.yılında anmıştık Veteriner Hekim İsmail KAHVECİOĞLU’nu.
Hep konup göçeceğiz bu fani dünyadan.
Daha dün gibi, ama 2 yıl olmuş İsmail KAHVECİOĞLU bu dünyadan göçeli.
Rahmetlinin futbolcu kimliğini vefalı dostum, meslektaşım Şuhutlu İbrahim TEKİN’in sosyal medya da yayınladığı fotoğraflarda gördüm.Kahvecioğlu futbolcu olduğu kadar iyi bir örgütçüydü de.
Burdur-Isparta Veteriner Hekimler Odasını O’nun öncülüğünde kurmuştuk. İnsanlar asıl unutulduğu zaman ölürler. İsmail KAHVECİOĞLU unutulacak insanlardan değil.Hayvancılık sektörüne ve üreticilerimize çok büyük emek verdi. Ayrıca biz veteriner hekimlerin meslek hayatında, daha iyi yetişmesinde bir ekoldü. Benim meslekte ustam, siyasette hocam oldu.Burdur Veteriner Hekimler Odası son olağan kongresini İsmail KAHVECİOĞLU anısına yaptı. Duygulu anlar yaşadık.Bazı insanların soyadı adından önce gelir. Burdur’da da İsmail ağabey KAHVECİOĞLU olarak anılırdı. Tıpkı Gönen Öğretmen Okulunun efsane müdürü amcası Mehmet KAHVECİOĞLU gibi.Namı değer “Gök Mehmet“müdürümüz de “KAHVECİOĞLU” olarak anılırdı. Ruhları şad mekânları cennet olur inşallah.1980 yıllarının başlarında sömürgecilerin “Yeni Dünya Düzeni” adı altında sunup, sömürülerine başka bir kılıf hazırlarken; Türkiye’de 24 Ocak 1980 ekonomi kararları dayatılmıştı.Direk ya da dolaylı “üretmeye gerek yok ithal ederiz” denildiği, üreticinin ekonomi için bir yük gibi sunulduğu, neo-liberal politikaların uygulanmaya konulduğu günler…Bugünlerde de öyle değil mi? Giden Tarım Bakanımız boşuna mı söyledi “paramız var ki ithal ediyoruz tarım-hayvansal ürünlerini” anlamında cümlesini hatırlamakta yarar var.1980’li yıllarda İsmail ağabey Burdur Köy-Koop yönetim kurulu üyesiydi. O günlerde de yapılan peynir, süt tozu, et vb. ithalatlarla üreticimiz zor günler yaşıyor, bu gün olduğu gibi 1 litre süt parası ile 1kg fabrika yemi alamıyordu. Güzelim damızlık süt hayvanları kesime gidiyordu. Henüz EBK ve SEK satılmamıştı.İçinde Kahvecioğlu’nun da olduğu Köy-Koop heyeti zamanın Tarım Bakanı Lütfullah Kayalar’ dan randevu almıştı.İsmail abinin ateşlemesiyle Burdur ekonomisinde çok önemli yere sahip çiğ süt fiyatlarının arttırılmasını talep edeceklerdi. Bakanla yapılan görüşmede İsmail ağabey üretici haklarını çok sert bir şekilde dile getirmiş görüşmede soğuk havalar esmişti.Bakan Burdur’dan gelen heyetin zam talebine sıcak bakmıyor “Arkadaşlar okula giden ,süt içen bebeleri de düşünmek zorundayız” deyince; Büğdüz Köyü Kooperatif Başkanı sevgili büyüğüm Mehmet ÖZCAN elini göğsüne vurarak “Bakanım, Bakanım… Sen bizim bakanımızsın. Bırak tüketicileri Güneş TANER düşünsün. Sen bizi, üreticileri düşüneceksin” demesi tarihe düşülen çok önemli bir not olmuştur.Her ne kadar süte zam alamamış olsalar da, o günlerde hiç değilse üreticiyi savunma gayretinde olan üretici örgütleri vardı.Ya şimdi? Hepsi sinmiş durumda. Üretici sahipsiz. Geçen gün Burdur’da süt dökme eylemi yapılmış. Cılız bir şekilde. Arkasında bir çiçekçi arkadaş var diyorlar. Güler misin ağlar mısın? Bugün sesi çıkmayacak üretici örgütlerinin de ne zaman çıkacak. Pandemi süreci ve devamında yaşanan savaş koşulları üretimin ne kadar önemli olduğunu en yalın haliyle göstermiştir.Dökülen betonlar karın doyurmuyor. Tez elden üretimin önündeki engeller kaldırılmalı, hafifletilmelidir.Bugünkü mazot, gübre, elektrik yem vb. fiyatlarıyla ne bitkisel nede hayvansal üretim yapılabilir. Yapılırsa da para kazanmak mümkün değildir. Biran önce girdi fiyatları düşürülmelidir.Avrupa Birliğine verilen söz tutulmuş kırsalda yaşayan nüfus %10’un altına düşürülmüştür. Bugün köylerde yaşayan insanlarımızın yaş ortalaması 58’dir.Afgan ve Suriyeliler olmasa tarım hayvancılık da çalışacak insan gücünde de müthiş erozyon vardır. Üretim kültürünü de hızla kaybetmemiz ayrı bir tehlikedir. Unutmayalım üretici haklarını savunmadan tüketici hakları savunulamaz. Önce üretim olacak ki tüketim olsun.