Şuhut-ANAYURT’ta geçen hafta, Şuhut’umuzun canlı hafızalarından birisi olan değerli büyüğümüz Ömer ÇINAR imzasıyla çıkan, eski ramazanları anlatan yazıyı duygulanarak okudum. Çocukluk yıllarımdaki ramazanları hatırladım, yeniden yaşadım. Gazetemize ve Ömer Çınar abimize teşekkür ediyorum.
Bende, bu mübarek Ramazan günlerinde etkisini daha da derinden hissettiğimiz, günlük hayatımızı, geçimimizi zorlaştıran hayat pahalılığını yaratan enflasyonun üzerine bir büyüteç koymaya, sizleri sıkmadan, son dönemlerde yaşadığımız ekonomik gelişmeleri kısaca değerlendirmeye çalışacağım.Hazine ve Maliye Bakanımızın önerisi üzerine ekonomi çevrelerinde son günlerde Enflasyon Korumalı Enstrümanlar tartışılmaya başlandı. Uzun süredir kırılgan bir seyir izleyen döviz kurlarındaki anormal yükselişi durdurabilmek, tasarrufların dövize yönelmesinin önüne geçebilmek için, kurtarıcı olarak tanıtılan, “Kur Korumalı Mevduatın” hazineye getirdiği ağır yük nedeniyle uzun süre taşınamayacağı anlaşıldı. Yüzde 14 seviyelerinde tutulmaya çalışılan, TC Merkez Bankasının bankalara kullandırdığı kaynağa uygulanan politika faizinin makul oranda artırılmamasının faturası ekonomimize çok ağır kesildi, yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. Çarşıda, pazarda, marketlerde fiyatlar fırladı, doğalgaz, elektrik, hammadde ve tarımsal girdi maliyetleri yükseldi, aldı başını gitti. TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon yüzde altmışı, halkın yaşadığı, hissettiği reel enflasyon yüzde yüzondörtü geçti.Bu gelişmeler karşısında, çalışanların, emeklilerin aylık ücretlerinin enflasyon karşısında erimemesi için çareler araştırılırken, tasarruf sahiplerinin korunması ve Kur Korumalı Mevduatın yükünün hafifletilmesi içinde Enflasyon Korumalı Mevduatlar araştırılmaya başlandı. Bu arada, Kur Korumalı Mevduatların, hesap sahibine üç aylık vadede; Faizden %4, kur farkından % 16 olmak üzere yaklaşık % 20 getirisi olduğunu (yıllık bazda yüzde yüz civarında) ve kur farkından doğan maliyetin Hazine tarafından karşılandığını unutmayalım. Merkez Bankası tarafından aylık olarak açıklanan politika faizinin makul sayılabilecek bir oranda artırılamaması sonucu uygulanan bu politikalar ve Rusya-Ukrayna arasındaki savaş yüzünden ithalat maliyetlerinin artması zaten var olan enflasyonist baskıyı tetiklemiştir.Ekonomimizin bir an önce düzelmesi ve bizlerin alım gücünün yeniden eski gücüne dönmesi, enflasyonun kontrol altına alınması doğrultusunda atılan adımların bir an önce olumlu sonuçlarını göstermesi umuduyla, sağlıklı, mutlu ve huzurlu Ramazanlar diliyorum…