Şuhut Anayurt Gazetesi

Fatih AYTEKİN: RAMAZAN-I ŞERİF’İN BAŞINDA

Fatih  AYTEKİN: RAMAZAN-I ŞERİF’İN  BAŞINDA
411 views
26 Mart 2023 - 15:33

Merhaba ey mah-ı mübarek,
Merhaba ey şehr-i Furkan,
Merhaba ey şehr-i Kur’an,
Merhaba ey şehr-i ğufran,
Merhaba ey şehr-i rahmet,
Merhaba ey şehr-i Ramazan.
Recep ve Şaban derken Ramazan… Şühur-u Selasenin sonuncusuna ulaştık. Manevi ikramiyenin inanan kullara verildiği, rahmet-i ilahiyenin sağanak sağanak yağdığı, kutlu zaman dilimi…
Ramazan’ın mümin gönüllerde yeri bambaşkadır. Oruç mektebinde, sabrı öğreniriz. Yıl içerisinde aç kalan kardeşlerimizin halini anlatır bize bu mektep. “Mevzu bahis rıza-i bari ise ben aç kalırım, susuz kalırım, ben kulum, halık emreder mahluk yapar” dedirtir oruç.
Şehr-i Kur’an’ dır Ramazan. “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur´an´ın indirildiği aydır” ayetiyle bu hakikati ifade eder Rabbimiz. Öyleyse gel kardeşim ! Vakit, yıl boyu Kur’an-ı Kerim ile arana giren mesafeleri kapatma, onunla dostluğunu yeniden gözden geçirme ve pekiştirme vaktidir. Sadece hatim etme gayretimiz olmasın, anlamaya da çalışalım ilahi mesajı. “Kur’an-ı Kerim’i okuyunuz çünkü o kıyamet gününde dostlarına şefaatçi olacaktır” buyuran sevgili peygamberimize yine kulak verelim. Kerim kitabımızla ilişkimiz istiklal şairimizin şu dizelerde ifade ettiği gibi kısır kalmasın:
Ya açar nazm-ı celilin bakarız yaprağına,
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına,
İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.
Bu ameliyelerle mahdud bir Kur’an ilişkisi, onun bize şefaatçi değil bizden şikayetçi olması için yeterli bir sebeptir. Öyleye Kur’an ayında, Kur’an’la barışalım.
Teravih rahatlamayı çağrıştırır değerli dostlar. Ramazan’a has çok güzel bir ibadettir. İftarda yorulan mideler rahata erer onunla. Eskiden büyükler teravih karşılar ve uğurlardı ona duydukları ihtiramı göstermek için. “Teravih kılanın tahtı yücedir, burada yoksul ise anda hocadır, mübarek geceler işbu gecedir”… bu sözler belki hala çoğumuzun kulağında yankılanır. Şimdilerde sünnet olduğundan dem vuran Hz. Peygamberi ve onun rehber sünnetini yok sayan güruhlar teravihinde gereksizliğini ifade ederek müminleri bu ibadeti yapmaktan alıkoymak istiyorlar. Bu oyuna gelmeyelim.
Oruçlu için iki sevinç anı vardır: İftar ettiğinde iftarıyla, Rabbine mülaki olduğunda orucuyla sevinir Hadis-i Şerif-i tebşir ediyor mümin gönülleri. Kuru kuru aç kalmadığımızı, bunun mutlaka mükafatının olacağını anlıyoruz yeniden.
Malumdur ki; oruçlunun ağzı kokar. Mevla öylesine kıymet verir ki oruç ibadetine; oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha kıymetlidir buyuran yine efendimizdir.
Kudsi hadisi sizlerle paylaşayım değerli okuyucularımız: “Ademoğlunun yaptığı her şey kendisi içindir. Ancak oruç müstesna. O benim içindir ve onun mükafatı bana aittir. Ne güzel öyle değil mi?
Madem böyle kıymettar bir ibadet öyleyese oruç mektebinde geçer not almak için ne yapmalıyım sorusunu bila istisna tüm mükellefler kendisine sormalıdır. Haydi birlikte cevaplayalım bu soruyu. Öncelikle oruçla sabır libasını giydirmiş olacağız benliğimize. Birisi bize sataşsa, laf atsa, kavga etmek istese “BEN ORUÇLUYUM” diyebileceğiz. Nefislerimize, en kuvvetlisinden birer gem vuracağız bizi şehevi ve boş şeylerin peşine takıp götürmesin diye. Dayanışma içerisinde olacağız ihtiyaç sahipleriyle, hem gönül dünyamızda hem iftar soframızda yer açacağız onlara. Zaten Diyanet İşleri Başkanlığımız bu sene Ramazan temasını “Ramazan ve Dayanışma” olarak belirlemişti. Zira bugünlerde buna her zamankinden daha fazla muhtacız. Deprem ve sel felaketleriyle sarsıldık. Kadirşinas milletimiz tarih boyunca olduğu gibi bugün de dayanışmanın en güzel örneğini sergiliyor. Ramazanda bu daha da belirginleşecek inşaallah. Yine bu mektepte ibadet disiplini kazanacağız. Namaz alışkanlığını kazanmış olarak tamamlayacağız Ramazanı mesela. Zekattan nasıl kurtarırım kendimi diye düşünmek yerine, zekat verebilmek için ne yapmalıyım mücadelesine gireceğiz bu mektep sayesinde. Yine bu mektep vesilesiyle cennete Reyyan kapısından girmiş olacağız inşaallah.
Değerli dostlar!
Hani nasıl başlarsan öyle devam eder deriz ya; aynen onun gibi, on bir ayın sultanı Ramazana nasıl başlarsak öylece sonlandırırız. Gayret gösterelim. Yaşım genç, daha vaktim çok, daha sonra kaza ederim – hem oruç, hem namazlarımı – gibi şeytanın vesveselerine kanmayalım. Mümin için gün bu gündür.
Ramazan-ı Şerifin başında şöyle dua edelim kardeşlerim;
Ya Rabbi! Sana hamd ederiz bizi bu mübarek iklime ulaştırdığın için, kıymetini bilenlerden eyle. Oruçlarımızı tuttuğumuz gibi, oruçlarımızın da bizi tutması konusunda nusretine muhtacız bize yardım eyle. Bu ay boyunca tutacağımız oruçlarımızı, kılacağımız teravih ve diğer namazlarımızı, okuyacağımız mukabeleleri katında makbul eyle. Tüm bu ibadetlerimizi kurtuluşumuza vesile kıl Allah’ım. Belki yüzümüz yok,günahımız pek çok ama senin mağfiretin her şeyin fevkindedir, merhametine sığınarak kapına yüz sürüyoruz, affetmek en çok sana yakışır bizleri de rahmetinle yarlığa, düşürme dünyada da ukbada da darlığa ve bizleri, sevdiklerimizi affeyle Allah’ım. Deprem ve sel felaketlerinde hanümansız kalan, sevdiklerini kaybeden kardeşlerimizi Ramazan sevincimize ortak et, sekinet bahşet gönüllerine Ramazan vesileyle, bir daha onları da bizleri de bu tür afetlerle sınama Allah’ım. Afetler neticesinde vefat eden kardeşlerimize rahmet eyle, yaralı olanlara acil şifalar ihsan eyle. Birliğimizi beraberliğimizi daim eyle. Bu mübarek aya ulaştırdığın gibi sağlık- afiyet içerisinde bayrama da erişmeyi nasip eyle Allah’ım. Ve’l-hamdü lillahi Rabbi’l-alemin…