Bu başlığı Yeni Akit gazetesi yazarı Abdullah Şanlıdağ’ın yazısını okuyunca koymaya karar verdim. Şanlıdağ yazısında’ ‘Kabul eder yada etmezsiniz, ortada helal-haram sınırı gözetmeksizin zenginleşen bir AKP’ li (özellikle Ak Parti’li demiyorum) sınıf var. Bu mazlum millet yine Reis’e oyunu verecek ve Ak Partiyi bir dönem daha iktidar yapacaktır. Erdoğan’ın bu AKP’li sınıfı görmesi gerekiyor. Bunlar davanın ayrık otudur. Temizlenmezse partinin bir seçimlik ömrü kaldı” değerlendirmesini yaptı.
Bu yazıyı okuyunca mütavazi seçim çalışması yapan vekil adaylarından, plastik sandalyeli teşkilat odasından,özel şoförlü araçlarla teknolojik çekim aletleriyle teşkilata gelen vekil adaylarına, deri koltuklu spot lambalı teşkilat odalarına nasıl dönüştük gözümün önünden film şeridi gibi geçiverdi.
Zenginleşmek kötü mü kesinlikle hayır. Ama elde ettiğiniz zenginlik kişisel ya da ailesel bir çalışmadan daha çok siyasi imtiyazlarla olduysa ve toplumun beklentileri sırf bu uğurda gözardı ediliyorsa bu tür eleştirilere maruz kalırsınız.
Siyaseten zenginleşmenin faturası çok ağır olmuştur. Kimseyi rencide etmemek adına isim vermek uygun olmaz ama pek çoğunuzun bildiği isimler saltanatlarını, mal varlıklarını kaybederek bu yolda ağır sonuçlar elde etmişlerdir. Mevki ve makam insana sadece ünvan verir değer katmaz. Değeri, sizin kişisel gelişiminiz toplumsal birlikteliğiniz oluşturur.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri var. Bu uyarılar dikkate alınır da adaylar belirlenirse çok büyük sürpriz olmaz amma yok bu uyarılar gözardı edilir, partinin kurumsal kimliğine güvenip “lordlar kamarasından” maçı götüreyim derseniz kontra ataktan golü yersiniz.
Seçmen artık kim benimle ilgilenir, kim benim derdime çare bulur, kim benim işimi görür derdinde. Aday profilleri bu yüzden çok önemli olacağa benziyor.
Peki Ak Parti’de 2002 deki heyecan var mı bence yok. Yoksulluğun, yasakların, yolsuzlukların ülkesi de yok artık çünkü. Muhafazakar camianın çoğu problemi giderildi. O yüzden parayla imtihanı başladı. Kapitalist düzenin getirdiği bencillik ne yazık ki Ak Parti’ye de sirayet etti. Elde edilen varlıklar (araba, ev, lüks yaşam, konfor vs) nedeniyle riyakarlığa, yalakalığa, haksızlığa ses çıkarılmaz oldu.
Peki bunu nasıl aşar, kibrin kölesi olmayan, mütavazi alçak gönüllü ve herşeyden önemlisi Allah’ın rızasını kulun rızasının önüne koyan, kendi şahsi isteklerini ve emellerini toplum menfaatinin önüne koymayan yöneticilere, vekillere, temsilcilere ne kadar ağırlık verildi işte o zaman Ak Parti gerçek hüviyetine kavuşacak.
Genelden yerele dönecek olursak, seçim takvimi hızla ilerliyor. İktidarıyla muhalefetiyle bütün partiler seçim malzemelerini kullanmaya başlıyorlar. İşte seçim büroları, bilbordlar, afişler vs gibi seçim araçları. Benim bütün siyasi partilere önerim seçmeni ayağınıza çağıracak şatafatlı büroları açmak yerine, onlara gönül dünyanızı açabileceğiniz iftar ziyaretleri, köy odası ziyaretleri gerçekleştirebilirsiniz. Paranız da çoksa Şuhut Gönüllülerine yada Dost Eli Dayanışma Derneğine bağışta bulunabilirsiniz.
SELAM VE DUA İLE..