1983 Genel seçimlerinde büyük bir başarı elde ederek iktidara gelen ANAVATAN PARTİSİ, ertesi yıl yapılan yerel seçimlerde çıtayı yükselterek rakiplerine fark atmıştı. Başbakan Turgut Özal, Türkiye’nin ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yapısını değiştirecek reformlar yaparak yeni bir çığır açmıştı. Özellikle altyapı yatırımları ve ekonomide yaşanan dönüşüm; devletin küçülmesine, özel sektörün ise faaliyet sahasını ve çapını genişletmesine neden olmuştu. İthalatın önündeki engeller kaldırılınca caddelerde son model arabalar görülmeye başlamış, otobanlar, lüks binalar, görkemli plazalar ve AVM’ler hayatımıza girmişti. Kaçak satılan yabancı sigaralar raflarda yerini alırken, dünyaca ünlü giyim markaları, süpermarketler, hamburgerciler boy göstermişti. Türkiye bir ”ithal cenneti” olmuş, halkımız kısa süreli de olsa bir”refah dönemi” yaşamıştı.
1987 yılında eski liderlerin siyasi yasağının kalkması ile beraber siyasi arena hareketlenmeye başlamış, deyim yerindeyse, taşlar yerinden oynamıştı. Dört yıl ”dikensiz gül bahçesi” misali rahatça ülkeyi yöneten Turgut Özal, eski siyasilerin sahaya çıkmasıyla zorlu bir dönemin başladığını anlamıştı.”Hanedan” söylentileri, ”Papatyalar”, ”Has Bahçe eğlenceleri” , ”Davulcu Damat” , ”Hayali İhracat” ve ”Yolsuzluk ve rüşvet” olayları ayyuka çıkmış, bütçe açığını dengelemek için yapılan zamlar halkı canından bezdirmişti. 1989 yılında yapılacak yerel seçimler, ANAVATAN PARTİSİ iktidarının ”belediyecilikte” karnesi olacaktı.
ANAP 1989 yerel seçimlerinde büyük bir hata yapmış ve seçim sloganı olarak belirlediği ”Eli kolu bir belediye ister misiniz?” reklamıyla halka adeta göz dağı vermişti. Muhalefet bu şantaj kokan harekete ”Limon gibi sıkılmaya devam mı” reklamıyla cevap vermişti. Türkiye,kazancı belli olmayan ve her nasılsa kısa sürede köşeyi dönmüş ”garip” zenginler görmeye başlamıştı. Parti kadrolarının ölçüsüz ve şımarık hareketleri,halka tepeden bakan tavırları,aşırı kayırmacılık, rant,ihalelerdeki usülsüzlük, Özal ailesinin devlet yönetimine el koyması ve her şeye müdahale etmesi gibi bir dizi olumsuzluk, 1989 yerel seçimlerinde ANAP’ın ağır bir darbe yemesine yol açtı. Seçim sonrası bir bakan ”üzerimizden silindir geçti” demişti. ANAP’ın kendi hatalarının yanı sıra Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş’in etkili muhalefetini de unutmamak gerekiyor. Bu arada o günkü basının bugüne oranla daha özgür,bağımsız ve bağlantısız olduğunu hatırlatmamız lazım. Üç büyük şehir başta olmak üzere kentlerin büyük kısmında belediyeleri kaybeden ANAP, bu tarihten sonra bir daha toparlanma fırsatı bulamadı.
1989 YEREL SEÇİMLERİNDE ŞUHUT
12 Eylül askeri darbesinden sonra yapılan ilk yerel seçim olan 1984 seçimlerinde Şuhut’ta Belediye Başkanlığını 1120 oy alan Milliyetçi Demokrasi Partisi adayı Nazım Özer kazanmıştı. Sosyal Demokrat Parti adayı Fehmi Şendil 1079, Anavatan Partisi adayı Necip Şenbaba 967, Doğru Yol Partisi adayı Av. İbrahim Aktar ise 559 oy almıştı. Beldelerde ise, Atlıhisar’da Hüseyin Yiğit (ANAP), Balçıkhisar’da Hasan Korkmaz (SODEP), Karaadilli’de Ali Alper (ANAP) belediye başkanı seçilmişlerdi.
Özer,partisi muhalefette kaldığı için Ankara’dan yeteri kadar destek alamadı. Türkiye’nin büyük bir dönüşüm yaşadığı 1984-1989 yılları arasında Şuhut hak ettiği yatırımlara kavuşamadı. Bütün olumsuzluklara rağmen, Nazım Özer eldeki imkanlar ölçüsünde hizmet vermeye çalıştı. Alt yapı çalışmalarına devam etti, Yeni Cami arkasında Belediye iş merkezi yaptırdı. PTT Binası o dönem hizmete açıldı. Borçsuz bir belediye devretti.
1989 seçimleri yaklaştıkça, ülke siyasetine paralel olarak Şuhut siyaseti de hareketlenmeye başladı. Siyasi yasakların kalkması, başta Süleyman Demirel olmak üzere eski güçlü liderlerin meydanlara geri dönmesi,iktidarı tedirgin etmekteydi. Demirel’in lideri olduğu Doğru Yol Partisi, ANAP’ın en büyük rakibiydi. Her iki parti de merkez sağa hitap ediyordu. Kaderin garip bir cilvesi, ANAP Türkiye’de iktidar olsa da Şuhut’ta bir türlü belediye başkanlığını kazanamamıştı. 1989 seçimlerine doğru Şuhut’ta Doğru Yol Partisi’nin hızla güçlendiği, ANAP’a ”emanet olarak giden” oyların geri dönmeye başladığı görülüyordu. Partinin başında ise Nuri Oynağanlı bulunuyordu.
BABALAR VE OĞULLAR
Türk siyasetinde ”babalar” ve onların yolundan giden ”oğulları”,incelenmeye değer bir konudur. Tarih göstermiştir ki, birkaç istisna hariç, başarılı olmuş siyasetçilerin çocukları ne yazık ki aynı başarıyı gösterememiş, babalarının gölgesinde kalmıştır. İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü, Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes,Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş,ilk aklımıza gelen isimler. Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan yakın zamanda partisini kurarak meydanlara indi.
Yeniden Refah Partisi’ni kuran Fatih Erbakan, 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kilit rol oynadı. Önce Cumhurbaşkanı adayı olan Erbakan, seçime az bir süre kala Recep Tayyip Erdoğan lehine adaylıktan çekildi. Partisi de seçimlerde sıçrama yaparak TBMM’sine 5 milletvekili sokmayı başardı.
Yerel yönetimlere gelince; Bolvadin’de eski Belediye Başkanı Mehmet Kayacan’ın oğlu Fatih Kayacan halen belediye başkanlığına devam ediyor.Ancak AKPARTİ 29 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Fatih Kayacan’ı aday göstermedi. Bunun üzerine seçime bağımsız aday olarak katılan Kayacan büyük farkla Bolvadin Belediye Başkanı seçildi. Fatih Kayacan daha sonra Akparti’ye katıldı. Afyonkarahisar eski senatörlerinden ve Sincanlı Belediye Başkanlarından Orhan Uygun’un oğlu Kubilay Uygun 1999 seçimlerinde DSP’den Afyonkarahisar Milletvekili oldu.
Ancak Uygun kısa sürede 8 defa parti değiştirerek hem kendini hem de Afyonluları mahçup etti. Kubilay Uygun Milletvekilliği bittikten sonra yaşadığı ekonomik sıkıntılardan yaşamına son verdi. Bu örnekler üzerinden gidersek, Nuri Oynağanlı da eski siyasetçimizin oğludur ve başarılı olmuştur. Demokrat Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Şuhut Belediye Başkanı Bekir Oynağanlı’nın oğlu olan Nuri Oynağanlı, 1983 yılından itibaren babasının izinden giderek siyasete soyunmuştur. Oynağanlı, mensubu olduğu Doğru Yol Partisi’nin Askeri Konsey’in keyfi tutumu sonucu seçime sokulmaması üzerine Afyon’dan bağımsız milletvekili adayı olmuş ve hatırı sayılır bir oy almıştır. (1983 seçimlerinde Türkiye genelinde en çok oy alan ikinci aday). Nuri Oynağanlı 1989-1999 yılları arasında kesintisiz 10 yıl Şuhut Belediye Başkanlığı yapmıştır.
Nuri Oynağanlı kimdir?
İlçemizin köklü ailelerinden Oynağanlızadeler’den (Bekir Beyler) olup 1949 yılında Şuhut’ta dünyaya gelmiştir. İlkokulu Şuhut’ta,ortaokulu Afyon’da tamamladıktan sonra Isparta-Gönen Öğretmen Okulu’ndan mezun olmuştur. (1969). Dört yıl öğretmenlik ve idareciliğin ardından 1973-1978 yılları arasında Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü yapmıştır. Daha sonra Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı’nda kontrolör olarak çalışmış, 14 yıllık memuriyetin ardından 1983 yılında istifa ederek ticarete ve siyasete atılmıştır.Afyonkarahisar’da TARİŞ Bayiliği, Şuhut’ta akaryakıt istasyonu işletmeciliği yapmıştır. 1983-1987 arası Şuhut Doğru Yol Partisi Yönetim Kurulu üyeliği, 1987-1989 arası ise ilçe başkanlığı yapan Oynağanlı, 1989 yerel seçimlerinde partisinin Şuhut Belediye Başkan adayı olmuştur. ”Nuri Oynağanlı, acaba babası Bekir Oynağanlı gibi siyasette başarılı olabilecek midir?” 26 Mart 1989 Pazar akşamı sandıklar açıldığında Nuri Oynağanlı’nın Şuhut Belediye Başkanlığını açık farkla kazandığı, Şuhut’ta 2.Oynağanlı döneminin başladığı görülmüştür.
NAZIM ÖZER….NEREDEN NEREYE?
1973 ve 1977 seçimlerine Bağımsız, 1984 seçimlerine ise Milliyetçi Demokrasi Partisi adayı olarak giren Nazım Özer, 1989 seçimlerine, hiç tahmin edilmeyen bir partiden, Necmettin Erbakan’ın genel başkan olduğu Refah Partisi’nden girmiştir. Sol görüşlü bir insan olmakla birlikte, 1984 seçimlerinde MDP’den aday olan Nazım Özer, bu seçimlere niçin Refah Partisi adayı olarak girmiştir? İnsanların fikir ve düşünceleri, siyasi kanaatleri zamanla değişebilir. ”Değişmeyen tek şey,değişimin kendisidir” denir ya, Nazım Özer de dönem dönem farklı partilerden aday olmuştur. Nazım Özer için önemli olan ”Şuhut’a hizmet etmektir”. Amaç bellidir ama ”aracın ” önemi yoktur. Hizmet etme imkanı sağlayacak partinin adı, kimliği,çizgisi önemli değildir. Anlaşılacağı üzere Nazım Özer, romantik bir kişiliğe sahiptir, fanatik ve saplantılı bir partici değildir. Özer bu seçimde ağır bir yenilgiye uğramıştır. 1994 seçimlerinde ise Belediye Başkanlığına adaylığına aday olmamış ancak yine şaşırtan bir hareket yaparak ANAVATAN PARTİSİ’nden Belediye Meclis Üyesi seçilmiştir.
REFİK BAŞYILMAZ YENİDEN ADAY OLUYOR
1977 seçimlerine Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak katılan ve çok az farkla seçimi kaybeden Avukat Refik Başyılmaz, 1984 seçimlerinde aday olmamıştı. Şuhut siyasetini bilen ve yakından takip edenlerin ortak görüşü şudur; SODEP, 1984 seçimlerinde Fehmi Şendil’i değil de Refik Başyılmaz’ı aday gösterseydi, Şuhut’ta seçimi alabilirdi. Çünkü Şendil, Şuhutlu olmakla beraber uzun yıllar Ankara’da yaşadığı için halkta tam anlamıyla karşılık bulamadı. ”İthal aday” düşüncesi seçmeni olumsuz etkiledi. Refik Başyılmaz 1989 seçimlerine Demokratik Sol Parti’nin adayı olarak girdi. ANAP yıpranmış, Türkiye genelinde Sosyal Demokrat oylar yükselişe geçmişti. Rüzgarın kendilerinden yana estiğini gören Başyılmaz ve taraftarları ”bu defa kesin kazanacağız” düşüncesindeydi. Ancak beş yıl önceki seçimde SODEP’in adayı olan Fehmi Şendil, yeniden Şuhut’a gelerek adaylığını koydu ve sol oylar ikiye bölündü. Eğer Sosyal Demokratlar 1989 seçimlerinde Şuhut’ta tek adayla seçime girebilseydi, belediye başkanlığını kazanmaları işten bile değildi. DSP ve SHP’nin toplam oyu 1500′ü geçiyordu. Ancak bu birliktelik sağlanamadı.
ANAP ADAYI ERDAL ÇINAR
1984 seçimlerinde Necip Şenbaba’yı aday gösteren Anavatan Partisi, bu seçimlere Erdal Çınar’la girerek Şuhut Belediye Başkanlığı’nı kazanmayı hedefledi. Ülkücü dünya görüşüne sahip olan Erdal Çınar,bir yandan parti tabanının,diğer yandan da Milliyetçi Çalışma Partisi’nin oylarını alarak ipi göğüslemeyi düşünüyordu. (MÇP’nin adayı Şuhutlu değildi. Ankara’dan genel merkez tarafından aday gösterilmişti). Çınar’ın güvendiği bir diğer konu da, ilçe başkanlığı sırasında sergilediği başarılı performans idi. ANAP’lı olsun veya olmasın, bütün Şuhutluların işlerine yardımcı olan Erdal Çınar, mensubu olduğu köklü ve geniş sülalesinin de kendisiyle beraber olacağını hesaplıyordu. Anavatan Partisi’nin kısa sürede Türkiye’ye çağ atlattığını ve büyük hizmetlere imza attığını, vatandaşın cebinin para gördüğünü söyleyerek seçim kampanyasını başlatan Çınar, 1984′de kazanamadıkları belediyeyi bu kez alacaklarını ifade ediyordu.Erdal Çınar 26 Mart 1989 seçimlerinde 684 oy aldı. Bu oy, kazanmayı arzuladığı Şuhut Belediye Başkanlığı için yeterli olmadı.
BAĞIMSIZ ADAY NECATİ ÇETİNGÜL
Şuhut’un yetiştirdiği değerli insanların başında gelen eğitimci Necati Çetingül, 1989 seçimlerinde bağımsız belediye başkan adayı oldu. Bursa Necatibey Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek Türkçe-Edebiyat Öğretmeni olarak eğitim ordusuna katılan Çetingül,yurdun değişik yerlerinde öğretmen, idareci ve Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptı. Memleketi olan Şuhut’a hizmet etmek için geri döndüğünü ifade eden Çetingül, bir çok projesi olduğunu,kendisine fırsat verilirse bunları teker teker hayata geçireceğini söylüyordu. ”Kasaba” olan Şuhut’u, ”Şehir” yapma zamanı geldi, diyen Necati Çetingül, hiç bir partiden aday olmadığını,çünkü bütün Şuhutluları kucaklamak istediğini ifade ediyordu. Rahmetli Necati Çetingül seçimlerde ancak 455 oy alabildi.
26 MART 1989 ŞUHUT BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİM SONUÇLARI ;
Geçerli Oy; 4456
NURİ OYNAĞANLI (Doğru Yol Partisi) – 1332
REFİK BAŞYILMAZ (Demokratik Sol Parti) – 960
ERDAL ÇINAR (ANAP) – 684
FEHMİ ŞENDİL (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) – 597
NECATİ ÇETİNGÜL (BAĞIMSIZ) – 455
NAZIM ÖZER (REFAH PARTİSİ) – 355