“Bu insanlar dev midir
Yatak görmemiş gövde midir” diye başlar Cahit Zarifoğlu’nun ” Yedi Güzel Adam” şiiri. Maraş Lisesi’nde okuyan edebiyat sevdalısı yedi arkadaşı anlatan şiir, gün geldi TRT ekranlarında sevilerek izlenen dizi oldu. Bu hafta yazımın başlığını rahmetli Zarifoğlu’ndan ödünç aldım. Lakin “yedi” değil de ” iki” güzel adamdan bahsetmek kaydıyla…
Mehmet Abdioğulları..
Dile kolay, 45 yıllık arkadaşım. Fatih İlkokulu’nda başlayan dostluğumuz düşe kalka bugünlere ulaştı. Mehmet de benim gibi memurlukta sebat etmeyenlerden. Şuhut Belediyesi’nden ayrıldıktan sonra basın sektörüne adım atan ve her gazeteci gibi çileli günler geçirdikten sonra Afyonkarahisar’da marka haline gelmeyi başaran Mehmet Abdioğulları, son yıllarda düzenlediği kitap fuarları ile dikkat çekmeye başladı. “Türkiye’de ilk kitap fuarı 1929 yılında Türk Ocakları tarafından açılmakla birlikte modern kitap fuarcılığını başlatan TÜYAP olmuştur ve 1980’li yıllardan bugüne okurla yazarı buluşturmaya devam etmektedir. Artık günümüzde irili-ufaklı yüzlerce kitap fuarı düzenlenmektedir. “Kitap fuarları” metropollerden Anadoluya, illerden ilçelere doğru dalgalar halinde yayılmaktadır. 27 Mayıs- 5 Haziran 2022 tarihleri arasında düzenlenen 4.Afyonkarahisar Kitap Fuarı ile 7 Haziran 2022 Salı günü başlayan 5. Şuhut Kitap Fuarı bunlara birer örnektir. Mehmet Abdioğulları, Afyon Kitap Fuarı ile ülkemizin tanınmış yazarlarını ilimize getirerek okuyucularla buluşturuyor. Ancak ekranlarda görebildiğimiz, sesini duyabildiğimiz isimleri Afyonkarahisar’a getirmenin maliyetini az-çok tahmin ediyorum.Bu noktada Afyonkarahisar Belediyesi’nin desteği ile yüz civarında yayınevinin katıldığı, on binlerce kitapseverin ziyaret ettiği görkemli bir fuarımız oldu. Fuarın yerel yazarlara önem vermesini değerli ve anlamlı buluyorum.Mehmet kardeşimle ortaokul yıllarından itibaren gazeteciliğe gönül verdik. Rahmetli Hacı Veli Gürsoy’dan ve -Allah uzun ömür versin- Ömer Faruk Aktin abiden çok şey öğrendik. İkimiz de Lisede okuyorduk ve amacımız Şuhut’ta haftalık bir gazete çıkarmaktı. Kısa süreliğine Mehmet Doğan’ın çıkardığı (sonra Bayram Uysal’ın devraldığı) “Şuhut Haber” de bu mutluluğu yasadık.İstanbul’da 1990-1992 arası ” Şuhut HİSAR” adıyla çıkardığımiz aylık gazeteye Şuhut’tan güzel haberler gönderdi. Yine 1994-2000 arası Şuhut Kültür ve Dayanışma Derneği’nin çıkardığı ” ŞUHUT EKİN” Dergisine (1.Dönem) haberleriyle destek verdi. Daha sonra profesyonel olaran gazetecilik ve reklam tanıtım işine girdi. Çok sık bir araya gelemesek de yayınladığı gazeteleri, sektörel yayınları, reklam ve tanıtım rehberlerini yakından takip ettim. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra uğradığı haksızlık karşısında yanında olduk ve destek verdik. Zaten kısa bir süre sonra aklandı. Afyonkarahisar ve Ege Bölgesi Gazeteciler Cemiyetlerinde başkanlık yaptı. Her şey bir tarafa bugüne kadar yaptığı en güzel hizmet ; kitap fuarı düzenlemek. Çünkü benim düşünceme göre, kitap; yaşamaktır, nefes almaktır. Ekmek gibi, su gibi ihtiyaçtır. Yazmak ve okumak, insanoğlunun geliştirdiği en yüce eylemdir.Bu eyleme imkân verenlere selam olsun.Mehmet kardeşim 4. Kitap Fuarın hayırlı olsun.Ve sürekli olsun.
Hasan Özpınar’la tanışalı henüz bir kaç yıl oldu ama sanki uzun yıllardır arkadaş gibiyiz.Hasan Özpınar’in kartviziti oldukça zengin; yerel tarih araştırmacısı, gazeteci- yazar, alan kılavuzu, rehber, dergi yönetmeni, Mevlevi Müzesi sorumlusu….İstanbul ziyaretlerinde işlerini bitirdikten sonra soluğu sahaflarda alan ve eski yayınları tek tek inceleyen Hasan Özpınar, Afyonkarahisar’a ilişkin bir kayıt bulduğunda ” Milli Piyangoda büyük ikramiye çıkmış gibi” havalara uçar. Müthiş bir arşivcidir ve arşivi çok düzenlidir. Bir gazete kupüru, fotoğraf veya bilgi lâzım olduğunda kendisine müracat ederiz ve iki eli kanda olsa da bulur, buluşturur, mutlaka geri döner. Bizim camiada ” paylaşmak” nadir görülen bir haslettir. Öyle insanlar tanırım, elindeki belge ve bilgiyi kesinlikle paylaşmaz.yemin billah ederek ” vallahi bende yok” der. Fakat bir süre sonra aynı kişi, aradığınız belgeyi bir çalışmasında kullanmıştır. Afyon’da çok sayıda günlük gazete yayınlanıyor. İlginçtir, bir-ikisi hariç, bütün gazeteler aynı haberlerle hatta aynı başlıklarla çıkıyor.Haber dediysek heyecanlamayın, genellikle protokol haberi bunlar. Rahmetli Fatih Gümüş bu gazeteleri görseydi ne yapardı acaba? Bundan 40 yıl önce Afyon’da sadece Türkeli ile Kocatepe Gazeteleri vardı ve gerçekten “gazetecilik” yapıyorlardı. O yıllarda her ikisinin sayfaları Afyon’la ilgili araştırmalarla doluydu. Bunlar şimdilerde en önemli kaynak haline geldi. Allah’tan o geleneği ve çizgiyi sürdüren Hasan Özpınar gibi bir gazeteci var. Bir yandan kitap ve dergi çalışmaları, diğer yandan müze sorumluluğu ve alan kılavuzluğu derken bir koltukta dört değil on dört karpuz taşımayı başaran Hasan Özpınar, gördüğüm kadarıyla en verimli çağlarını yaşıyor.Birbiri ardına çıkardığı kitaplarla Afyonkarahisar’ın yakın tarihinin fotoğrafını çeken Özpınar, güçlü kalemi ve ilim adamı ciddiyetiyle büyük bir eksikliği dolduruyor. Doğrusu böyle bir araştırmacıdan Afyon Kocatepe Üniversitesi niye faydalanmıyor, anlayabilmiş değilim. Hasan Özpınar yanlış yerde doğmuş, Avrupa’da, Amerika’da yaşyor olsaydı çoktan baş tacı edilir, akademinin kapıları sonuna kadar açılırdı. Bizim memleket böyledir, Hasan Özpınar gibilerin kadri kıymeti bilinmez, bir köşede unutulur giderler. Lisede edebiyat kitaplarını zevkle okuduğumuz, ” Türkçenin Sırları” adlı şaheserin yazarı Nihat Sami Banarlı, Mahir İz, Nurettin Topçu, Orhan Şaik Gökyay ve daha niceleri üniversitelere hoca yapılmadılar.Fakat onlar bu ilgisizliğe karşın alanlarında çok önemli çalişmalara imza atmaktan geri durmadılar.Hasan Özpınar araştırmaya, yazmaya ve eser vermeye devam edecektir. Memleketini tutkuyla seven insanların yolu açık olsun.