Şuhut Anayurt Gazetesi

Kazım Demirer : Şuhut’a Akademik İlgi Artıyor

Kazım  Demirer : Şuhut’a Akademik  İlgi Artıyor
223 views
02 Şubat 2022 - 16:37

Bu hafta başında Şuhut’tan beni sevindiren bir kargo aldım. Gazetemizin imtiyaz sahibi sevgili Zafer Özaşkın tarafından gönderilen bu pakette Şuhut Belediyesi tarafından basılmış ve Dr. Muharrem Bayar tarafından yazılmış olan “Zafer Meşalesinin Yakıldığı Topraklar Şuhut (Kuvalya-Sanavita-Synnada)” ve yine Şuhut’umuz için canla başla çalışmayı sürdüren değerli büyüğüm Tarık Özaşkın’ın kaleme aldığı “Zafer Yolu Kurtuluş Savaşı’nda Şuhut” adlı kitaplar vardı. Öncelikle isteğimi kırmayıp ilk bahsettiğim kitabın elime geçmesinde büyük rol oynayan Belediye Başkanımız Sayın Recep Bozkurt’a şükranlarımı sunarım. Sayın Başkan her zaman olduğu gibi nezaketi ve yapıcı tavrıyla hem kendi kitaplığıma hem de çalıştığım kurum olan Anadolu Üniversitesi’nin Kütüphanesine Şuhut’la ilgili bu önemli eseri kazandırmış oldu. Destek ve güler yüzlerini hiçbir zaman esirgemeyen Tarık ve Zafer Özaşkın ağabeylerime de özel bir teşekkürü borç bilirim elbette. Tarık ağabeyin kitabı da 20 binden fazla öğrencinin öğrenim gördüğü Üniversitemizin kütüphanesindeki yerini tıpkı diğer kıymetli eserler gibi almış oldu. Üniversitemiz kütüphanesinde bu kitaplardan önce yer alan ilk ve tek kitap, Musa Seyirci ve Refik Başyılmaz’ın yazdığı ve 1982 yılında basılan “Her Yönüyle Akamas’ın Şehri Şuhut” adlı kitaptı. Böylelikle bir ilk olma özelliğine sahip bu çok önemli kitabın yanına bir anlamda Şuhut’tan “kardeşler gelmesine” vesile olmanın mutluluğunu yaşadım. Dilerim bu tür eserlerin sayısı artsın ve her kütüphanede yerini alsın.
Duyduğum bu heyecanın da etkisiyle bugün Şuhut’la ilgili akademik çalışmalardan bahsetmek isterim; tabii içeriğine çok değinip de akademik bir dil kullanmamaya gayret ederek. Burada akademik çalışmadan kast ettiğim Üniversitelerimizde yazılmış olan yüksek lisans ve doktora tezleri olacak. Son yıllarda Şuhut’la ilgili bu tezlerin sayısında gözle görülür bir artış yaşandığını görmekten, bu duruma naçizane bendeniz de Kayabelen (Bedeş) Köyü üzerine bir yüksek lisans tezi yazarak katkı sunmuş olmaktan dolayı mutluyum. Ülkemizde yazılmış ve kabul edilmiş yüksek lisans ve doktora tezlerini bulabileceğimiz resmi adres olan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Tez Merkezi (tez.yok.gov.tr) üzerinden basit bir aramayla Şuhut’la ilgili yazılmış tezlere hem de tam metin olarak ulaşılabiliyor. Tarama alanına Şuhut yazıp aranacak alan kısmında tümünü seçtiğimizde toplamda 57 adet tez karşımıza çıkıyor. Tabii bu tezlerin hepsi Şuhut merkezli çalışmalar değil, bazılarında Şuhut’un ismi diğer ilçelerle vb. anılmış. Şuhut merkezli çalışmaları bulmak adına yine tarama alanına Şuhut yazıp tez adını ya da dizini seçtiğimizde bu kez 24 farklı tez karşımıza çıkıyor. Bu tezlerin ikisi doktora tezi ve her ikisi de Jeoloji Mühendisliği alanında yazılmış tezler… Geri kalan 22 yüksek lisans tezi ise Ziraat, Coğrafya, Jeoloji Mühendisliği, Eğitim ve Öğretim, Botanik, Türk Dili ve Edebiyatı, İnşaat Mühendisliği, Sosyoloji, Halkbilimi, Arkeoloji, Dilbilimi, Zooloji, Tarih ve Halk Sağlığı gibi çok çeşitli alanlarda üretilmiş. Kısacası bugüne kadar Şuhut hakkında tezlerin hem fen bilimleri hem de sosyal bilimler alanlarında üretildiğini kolayca görebiliyoruz. En eskisi 1990 tarihli bu tezlerin 8 tanesi son 10 yılda yazılan tezler ve bunların çoğunluğu da Sosyoloji, Tarih, Arkeoloji ve Halkbilimi gibi sosyal bilimler alanında üretilmiş. Sosyal Bilimlerle ilgilenen birisi olarak kendi adıma buna çok sevindiğimi söylemeliyim. Burada şu nokta da önemli: Bahsedilen sayfada henüz tamamlanmamış tezlerle ilgili bir arama yapmak da mümkün. Bu konuda yaptığım basit bir araştırmayla Şuhut’la ilgili ikisi Jeoloji Mühendisliği biri de Türk Dili ve Edebiyatı alanında olmak üzere üç tezin daha yolda olduğu müjdesini vereyim.
Tabii bunların Şuhut’a ve Şuhutlulara ne faydası var diye sormak geliyor olabilir içinizden. Buna şöyle yanıt vermek isterim: Çağlar boyu sevginin sembolü olmuş Yunus Emre’yi hepimiz bilir ve severiz. Onun yine hepimizin çok iyi bildiği bir dizesi var: “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.” Buradaki kendini bilmek hem insanın kendi iç dünyasını hem biraz da kendini merkeze aldığında etrafında olup biteni bilmek değil midir? Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk de “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” derken hem bireyin hem de toplumun ilerlemesinin gerçek yolunun bilimin izinden gitmek olduğunu vurgulamamış mıdır? O halde kendimizi ve çevremizi bilmek için bilimsel yolu takip etmeli ve en azından yapılan bilimsel çalışmalara hem saygılı hem de çalışmaların yapılabilmesi için yardımcı olmalıyız. Bir yerle ilgili ne kadar bilimsel çalışma zenginliği varsa demek ki o yerde hem fiziksel hem de insanî o kadar zengin bir potansiyel var demektir. Bunu böyle değerlendirmeli ve Şuhut hakkında yapılacak bilimsel çalışmalara bilim insanı olalım olmayalım elimizden geldiğince katkı sunmalıyız. Bu nedenle bugüne kadar büyük emek ve zaman harcayarak yapılmış tüm bu çalışmaların sahiplerine, onlara (yani bizlere) yol gösterici olan hocalarımıza ve bu çalışmaların yapılabilmesine yardımcı olan tüm insanlara teşekkürü bir borç biliyorum. Bugüne kadarki yazılarımda hep vurguladığım gibi 2022’nin bir “Şuhut Yılı” olması için yapılacak en önemli işlerden biri de “Tüm Yönleriyle Geçmişten Geleceğe Şuhut” adlı bir bilimsel etkinliğin bu yıl içinde gerçekleşmesi olacaktır. Böylelikle bu saydığım bilimsel çalışmaların yanına yenilerinin eklenmesi için de bir fırsat sunulmuş olur. Bu konuda ilimizdeki üniversiteler başta olmak üzere, bilim dünyasının ilgisini ilçemize çekmek adına çalışmalara artık bir an önce başlayalım derim.
Önümüzdeki sayılarda İlçemiz hakkında çalışma yapmış değerli bilim insanlarından bazılarını sizlere tanıtma sözü vererek bu haftaki yazımı noktalıyorum. Sağlıcakla kalın.