Şuhut Anayurt Gazetesi

Şuhut Meydan Muharebesi

Şuhut Meydan Muharebesi
1.226 views
23 Haziran 2022 - 0:40

Büyük Taarruz’un ve Başkomutanlık Zaferi’nin 100.Yıldönümünü kutlamaya iki ay kaldı. Bundan bir asır önce, tam da bu günlerde küçük Şuhut Kasabasına gizlice gelen binlerce Türk askeri son hazırlıklarını yapmaya ve harekât emrini beklemeye başlamıştı…

Sakarya Zaferinden sonra düşmana son darbeyi vurmak ve işgâle son vermek amacında olan Mustafa Kemal Paşa, 1921 yılının Ekim ayından itibaren orduyu taarruza hazırlamaya başladı. Çünkü 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı’nda Türk Ordusunun elindeki imkânlar bitme noktasına gelmişti. İnönü Zaferlerinden sonra yaşanan “Kütahya-Eskişehir geri çekilmesi”, zafer sarhoşluğuna kapılmadan ciddi şekilde bir hazırlık yapılmasını gerekli kılıyordu.
İnönü savaşlarındaki yenilginin etkisini ortadan kaldırmak için 10 Temmuz 1921’de taarruza geçen Yunan kuvvetleri, önce Afyonkarahisar’ı ele geçirmişlerdi. Şehirdeki 4. Fırkanın komutanı olan Nazım Bey şehit düşmüş, Yunanlılar üçüncü defa işgâl ettikleri Afyonkarahisar’da büyük bir mezalim gerçekleştirmişti. Ardından Kütahya ve Eskişehir düşmüştü. 21-25 Temmuz 1921 tarihlerinde Türk Ordusu işgâle uğrayan üç şehri geri almak için saldırıya geçtiyse de başarılı olamamıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Sakarya gerisine çekilen Türk Ordusu, bu olaydan önemli dersler çıkararak hemen hazırlıklara başlamıştı. 5 Ağustos 1921 günü “Başkomutan” seçilen Mustafa Kemal bütün sorumluluğu üzerine alarak orduyu Sakarya Savaşı’na hazırlamış ve sonunda büyük bir zafer elde etmişti. Dolayısıyla yeni bir “Kütahya-Eskişehir Geri Çekilmesi” yaşamak istemeyen Türk Ordusu, Sakarya Zaferinden itibaren 11 ay sürecek bir hazırlığa girişmişti.
Bu süre içinde ordunun asker sayısı, silah gücü ve lojistik imkânları artırılarak yeni birlikler oluşturuldu. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanlığı’na “işgali sona erdirecek bir taarruz planı hazırlama” emrini verdi.
“SAD” Planına göre, taarruzun siklet merkezi Şuhut Kasabası olacaktı. Batı Cephesi Komutanlığı, Polatlı, Haymana, Emirdağ bölgesindeki Türk askerlerini kademeli olarak Şuhut, Bolvadin, Çay, Sandıklı bölgesine kaydırmaya ve harbe hazırlamaya başladı. SAD Planı bir kaç defa değişikliğe uğrasa da temel dinamikleri şu şekildeydi;
“Yunan Ordusu’nun sağ kanadına hücum ederek İzmir’le irtibatını kesmek. Bu takdirde Yunan kuvvetlerini Afyonkarahisar’ın kuzeyinde imha etmek. Ya da daha kuzeye, Bursa yönüne atarak dağıtıp parça parça yok etmek. Taarruzun başarıya ulaşması için Türk kuvvetlerinin büyük kısmının Şuhut’ta toplanarak kuzeye doğru taarruz etmesi”.
Mustafa Kemal Paşa ” 16 Haziran 1922 günü Büyük Taarruz” kararı alarak Batı Cephesi Komutanlığı’na hazırlıkların hızlandırılması emrini verdi.2 Temmuz 1922 ‘de Başkomutanlığa yazı yazan Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ” asıl taarruzun Şuhut-Afyon ve Sandıklı-Afyon arasından Afyonkarahisar genel istikametine doğru yapılacağını” bildirdi. Mustafa Kemal bu yazıya 3 Temmuz 1922 günü verdiği cevapta ” asıl kuvvetlerle Afyon’un güneyinden (Şuhut ve Sandıklı) taarruz ederek düşmanı batı kanadından kuşatarak imha etmek amacı taşıyan harekatın kesin sonuç verecek şekilde hazırlanması ve tatbik edilmesi” emrini verdi.
Bütün hazırlıkların tamamlanmasının ardından taarruz öncesi Türk Ordusu’nun -görünümü şu şekildeydi; Sakallı Nurettin Paşa komutasındaki 1.Ordu; 1. ve 4. Kolordularla 5. Süvari Kolordusu ile bağımsız 6. ve 14. Piyade Tümenlerinden,Yakup Şevki Paşa komutasındaki 2. Ordu ise; 2. Kolordu, bağımsız 8., 16., 17. Piyade Tümenleri ile 1. Süvari Tümeninden oluşuyordu.
1. Ordu, 9 piyade ve 3 süvari tümeniyle merkez Kalecik Sivrisi ve Çiğiltepe olmak üzere Afyon Toklusivri hattına taarruz edecek ve düşmanın İzmir’le irtibatını kesecek.
5. Süvari Kolordusu 3 süvari tümeniyle Çiğiltepe ve Toklusivri arasında Ahır Dağlarını aşarak düşmanın batı kanadını kuşatacak.n2. Orduya ise 50 bin kişilik mevcudu ile 120 bin kişiden oluşan düşman kuvvetlerini tutarak Ankara yönünü kapatma görevi verilmişti. Aylarca büyük bir gizlilik içinde yürütülen hazırlıklardan sonra 26 Ağustos 1922 sabahı saat 5.30’da başlayan BÜYÜK TAARRUZ, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik ve sonuç alıcı hamlesi olarak tarihe geçmiş, Yunan kuvvetleri büyük bir yenilgiye uğramıştır. 1. ve 2. Ordu birlikleri kendilerine verilen görevi lâyıkıyla yerine getirerek taarruzun 5. günü Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle 3 buçuk yıl süren esaret ve işgale son vermiştir. 26 Ağuştos günü Kocatepe’den başlayan ve 9 Eylül günü Izmir’de sona eren kutlu Zafer yürüyüşü ile vatan toprakları düşman istilâsından kurtarılırken ” yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyetinin de temelleri atılmıştır”.
Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir; ” 1. ve 2. İnönü Zaferlerinden sonra ” Kütahya-Eskişehir Geri Çekilmesi” olayıyla sarsılan ve bundan dolayı büyük ızdırap yaşayan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz Planını hazırlarken acaba bir (B) planı da yapmış olabilir mi?
Mustafa Kemal gibi bir askeri dehanın bütün risk faktörlerini gözden geçirdiğini, her türlü olumsuz duruma karşı hazırlıklı olduğunu ve sonuç almak adına elinin altında farklı alternatifler bulundurduğunu tahmin ediyoruz. Zaten ” kurmay zekâsı” da bunu gerektirmektedir. “Inanmak, başarmanın yarısıdır” sözünden hareketle Mustafa Kemal’in savaşı kazanma noktasında en küçük bir endişe taşmadığını ve başından beri ” mutlak başarıya” odaklandığını biliyoruz.
Acaba Mustafa Kemal’in (B).planı ne idi? Muhtemel bir başarısızlığa karşı ne yapılmasını öngörüyordu? Turk Ordusu gibi Yunan ordusunun da aylardır savaş hazırlığı yaptığını, yaklaşık 120 km.lik cephe hattı boyunca kat kat tel ve çitlerle, sağlam siperlerle kendilerini güvenceye aldığını biliyoruz. Bunlara ilâve olarak, Yunan ordusunun asker, silah, top, tüfek, cephane, uçak ve araç sayısı olarak bizden çok üstün olduğunu unutmamak gerekir. Mustafa Kemal Paşa bütün bunların ışığında şöyle bir (B) planı hazırlamış olabilir;”Kocatepe’den ve Sincanlı/Sandıklı yönünden yapılacak olan taarruz Yunanlılar tarafından durdurulursa, üstüne üstlük Yunan karşı taarruzu başlarsa, düşmanı.ŞUHUT – KUMALAR DAĞI arasındaki bölgeye yani ŞUHUT OVASINA çekerek KURT KAPANI hareketiyle boğmak.”.
Bu planın satır aralarını Büyük Taarruz planında görüyoruz;
”1- Ağzıkara ile Kumalar Dağı arasında kuvvetli tahkimat yapılması”2- “İkinci Kolordunun üç tümeniyle Efe Sultan-Şuhut-Kumalar Dağı-Sandıklı bölgesinde ordu ihtiyatı olarak bulunması”.
Afyonkarahisar’ın işgâle uğramayan nadir yerlerinden biri Şuhut’tur. Bunun nedenlerinden biri, Şuhut’ta demiryolu hattının olmayışı ( Anadoluda Yunan işgâli demiryolu hattı boyunca ilerledi), diğeri ise ” “coğrafi konumu gereği dağlarla çevrili olan ve bir çanağı andıran görüntüsüyle Şuhut Ovasının düşman için kapana kısılmakla eş anlamlı olması” (İhsan Özsoy, Kurtuluş Savaşı ve Şuhut, Şuhut Ekin, sayfa; 3, sayı; 2, 1994)