Şuhut Anayurt Gazetesi

Söz uçar yazı kalır

Söz uçar yazı kalır
1.101 views
07 Aralık 2022 - 15:35

RESMİ NİKAH :Gelin kız ve oğlan: ana-baba  ve kardeşleriyle birlikte Belediye nikah memurluğuna  giderek belediyede veya kız evinde nikah kıyarlar.Nikahtan sonra oğlanla kızın evliliği hayırlı ve bereketli olsun diye  “ağız tadı” lokum ikram edilir. Dini nikah ise cami imamı tarafından oğlan evinde  Perşembe günü yatsı namazından sonra kıyılır.
ÇEYİZ ÇAKMA :Perşembe günü sabah erkenden bir arabayla kız evine gidilir. Hazır olan bütün çeyiz, çeyiz sandığı, yatak – yorgan-yastık, iç çamaşırları, elbiseler, bohça, kap kacak, haba, kilim köklemeler karyola ile birlikte arabaya yüklenir. Gelinin eşyaları oğlan evine getirilir. Kız evinden eli yatkın 7-8 kişi çeyiz çakmak üzere oğlan evine gelirler. Karyolaya yataklar serilir. Odanın duvarlarına ve gerilen iplere kızın çeyizi asılır. Düzenleme ve yerleştirme işi bittikten sonra damat odaya davet edilir. Beğenip beğenmediği sorulur. Bu sırada odanın kapısı kapatılarak damattan bahşiş istenir. Damat bahşişi verince kapı açılır ve damat odadan çıkar. Çeyiz çakma işini yapanlara yemek yedirilir ve para verilir.
GELİN ALMA :Perşembe günü öğleden önce becerikli hanımlar gelin kızı giydirirler. Yine Perşembe günü öğleye kadar oğlan evinde erkekler düğün yaparlar. Yemekler yenilir. Berber damadın traşını yapar ve “damatlığını” giydirir.
Bir gün önceden kız tarafı “gelin çıkarmaya”, oğlan tarafı “gelin almaya” davet edildikleri için, oğlan tarafı oğlan evine, kız tarafı da kız evine gider. O yıllarda Şuhut’un tek otobüsü Belediyeye ait olduğundan otobüs o günkü Afyon seferinden döndüğünde yolcularını indirip oğlan evine gelir. “Gelin Alma” önceleri at sırtında, daha sonra faytonla yapılırdı.
Motorlu araçların yaygınlaşmasıyla Şuhut’ta Gökmen Oğlu Ömer, Örkeli, Gavutçuoğlu İsmail ve Tülü Ömer’i taksi getirdiler. Böylece  gelin almalarda taksi kullanılmaya başlandı. Belediye otobüsü ve bir taksiyle kız evine gelin almaya gidilir. Otobüse sadece kadınlar, taksiye ise kayınvalide  elti veya görümce biner.
Erkekler yaya olarak gelir giderler. Gelirken de giderken de erkekler para saçarlar. Damat sağdıç ve arkadaşlarıyla evde bekler. Damada sorarlar :
– Koltuk mu yapacaksın, yoksa dam başına mı çıkacaksın?
Damat birini tercih eder. Düğün alayı kız evine varınca bir odaya alınır. Kur’an-İ Kerim okunur ve dua edilir. Misafirlere şeker ve gül suyu ikram edilir. Erkekler dışarı çıkınca gelin kızın bir koluna babası, diğer koluna oğlanın babası girerek gelini otomobile kadar getirirler.
Sokak kapısının dışında her iki tarafa haba-kilim gererek bir koridor oluşturulur.Gelin kız, dışarıda kimse görmesin ve nazar değmesin diye bu koridordan geçirilir. Damadın babası “kapı açmalık” bahşiş verir. Kız evinin avlusuna para saçılır.Eğer kız evi çok eziyet ettiyse camlara madeni para sert bir şekilde atılarak camlar kırılır.Evinden alınan gelin gezdirilerek oğlan evine getirilir. Eskiden gelinlere oğlanın baba ocağında bir oda tahsis edilerek çeyiz çakılan odaya temelli olarak yerleşirdi.Odada yüklük, kaplık, çamaşır dolabı, ocak, baca, çiçeklik ve gusülhane bulunur.
Gelin, kaynata ve kaynana  tarafından oğlan evinin dış kapısıyla otomobil arasına oluşturulan koridordan geçirilerek avluda bekleyen damada teslim edilir. Damat gelinin koluna tokalı altın bağlar ve gelinin koluna girerek (buna “koltuk yapma” denir) odalarına götürür.
Gelin kız, oğlan evine girerken eşikte bulunan testiyi kırar. Böylece hem kuvvetli olduğunu gösterir, hem de kem gözlerin nazarlarını kırmış olur.Odalarında oturan damat ve geline şerbet ikram edilir. Damat şerbeti içtikten sonra dışarı çıkıp  para saça saça arkadaşlarıyla birlikte dışarıda bekleyen süslenmiş at arabasına binerek gezmeye gider.O yıllarda Kali Çayı henüz yarılmadığından (yani duvarla çevrili olmadığından ve ıslah edilmediğinden) arabayla çaydan geçilirken  araba durdurulup damattan bahşiş alırlar. Eğer damat  koltuk yapmayacaksa dam başından gelinin üzerine para saçar ve akşam da  “görümlük altın” verir. Kız evinden 10 – 12 yaşında bir çocuk, gelin kızın Kur’an – İ Kerim’ini gelin arabasıyla birlikte oğlan evine getirir ve bahşiş alır.Ayrıca kız evinin en yaşlılarından iki hanım, akşama doğru oğlan evine gelirler. Gece geç vakte kadar burada beklerler. Herhangi bir rahatsızlık, hastalık ve olumsuzluğun işaretini alarak kız evine geri dönerler. Damadı gezdiren arkadaşları nihayet bir yerde oturarak  akşamın olmasını beklerler. 1960 yılına kadar gelin aldıktan sonra damat ve arkadaşları kızın annesinin elini öpmeye gitmezlerdi. Damat  nişanlılık döneminde kızın sokağından geçemezdi.Gizlice geçerken mahallenin gençleri tarafından yakalanırsa damadın sırtına semer vurulurdu.”Kaynananın elinin öpülmesi” meselesine gelince, benim de hazır bulunduğum rahmetli Bekir Soydaş’ın düğününden sonra rahmetli Selahattin Karahan’ın (Nay nay) iddiaya tutuşması ve Bekir’in kaynanasının evine hep beraber gidilerek elini öpmesiyle Şuhut’ta adet haline geldi.
DÜŞEK ÇEKMEK :Perşembe akşamı damadın en yakını kendi evinde yemek hazırlatır. Damatla birlikte en yakınları için  iki oymak halinde yemek verilir. Yatsı namazını cemaatle beraber kıldıktan sonra eve gelinir. Dini nikah kıyılır. Dua edilir. Duanın ardından arkadaşları damadın sırtını yumruklayarak gelin odasının  kapısından içeri iterler.
Odada gelinin yanında bulunan bir bayan, gelin ile damadın ellerini birbirine tutturup iyi dileklerde bulunarak odadan ayrılır. Perşembe günü akşama doğru gelinle damadın yemesi için tepsiyle tavuk, börek, baklava ve çerez gelir. Damat iki rekat namaz kılar. Şuhut’ta damlar  düz ve toprak olduğundan sağdıç ve arkadaşları bir bakraca ip bağlayarak bacadan aşağı sallar. Damat da bakracın içine çerez, börek, baklava ve tavuk budu koyar. Arkadaşları afiyetle yerler.
GELİN YANI : Cuma günü öğleden sonra yine içinde evlenmiş gelinler, kaynana ve görümceleriyle beraber gelinin evinde toplanırlar. Tef eşliğinde oyun oynarlar. Kaynanalar, gelinlerini çok sevdiklerini göstermek için, herkes kendi gelininin başında  çevirdikten sonra parayı  tef çalan kadına verir Misafirlere zerde ikram edilir. Yeyip içtikten sonra herkes dağılır. Gelin hanım – mecbur kalmadıkça – 40 gün nazar değmesin diye dışarıya çıkmazdı.
Bir çok kural, adet ve göreneği içinde barındıran, bugün özlemle anılsa da o günkü şartlarda hayli külfetli ve bir o kadar yorucu olan bir düğün daha tamamlanmış oldu. Onlar ersin muradına, biz çıkalım kerevetine.Yukarıda sıraladığımız  düğün adetleri ve gelenekleri, asırlar içinde oluşmuş, benimsenmiş  ve uygulanmıştır. Şuhut halk kültürünün önemli bir parçası olan düğünler, aynı zamanda sosyalleşmeye ve toplumsal gelişmeye  neden olmaktadır. Meşru evlilik ve yuva kurmak, hem neslin devamını sağlar, hem de sağlıklı bir cemiyet hayatı  oluşturur. Çünkü toplumun temeli ailedir. Eğer aile yapımız sağlam ve düzgün olursa, millet olarak yarınlara güvenle bakabiliriz.