Cumhuriyet ilan edildiğinde Afyonkarahisar İli’nin 5 kazası (ilçe) ve 12 nahiyesi (bucak) mevcuttu. Söz konusu ilçeler ; Afyonkarahisar merkez kazası, Bolvadin, Sandıklı, Aziziye (sonradan Emirdağ) ve Dinar olarak sıralanıyordu
Şuhut o tarihteki idari yapılanmaya göre Afyonkarahisar Merkez Kazasına bağlı bir nahiye merkeziydi. Şuhut’un 1923’de neden ilçe olamadığı ayrı bir yazı konusu olabilir. Nüfus, ekonomik gelişmişlik, coğrafik konum, eğitim seviyesi vb. şartlar yeterli olmasına karşılık Şuhut; ilçe olabilmek için tam 23 yıl beklemek zorunda kaldı. Şuhut halkının umutlu bekleyişi 1946 yılında sona erdi.
Şuhut’tan sonra 1953 yılında Sinanpaşa, 1958 yılında Sultandağı ve Çay, 1959’da ise İhsaniye ve Dazkırı nahiyeleri ilçe oldular. Dikkat edilirse bu beş nahiyemiz ilçe olma hakkına Demokrat Parti döneminde kavuştular.
Günümüzde Afyonkarahisar’da ilçe sayısı, merkez ilçe ile birlikte 18’e yükselmiş durumda.
Şuhut’un ilçe olma mücadelesi yıllar boyunca sürdü. Politikacılar söz verdikleri halde ayak sürüdüler. Yağmış olduğum araştırma ve incelemelere göre, Afyonkarahisar İl merkezi, Şuhut’un ilçe yapılmasına çeşitli engeller çıkarmış ve süreci uzatmaya çalışmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyük kongrelerinde, 1936 yılından itibaren Şuhut Nahiyesinin ilçe olmayı hak ettiğine dair raporlar okunmuş, bir yıl içinde kaza merkezi yapılacağı kongre tutanaklarına girmiştir.
Bu olumlu havaya karşılık, Afyonkarahisar’ın Şuhut’u elinde avucunda tutma çabalarına 2.Dünya Savaşı’nın zorlu şartları da eklenince, Şuhut’un ilçe olma hayali hep başka baharlara kaldı. Nacizane görüşüm; Şuhut’un ilçe yapılmasının en önemli nedenlerinden biri, çok partili hayata geçişten sonraki ilk seçimin 1946 yılında yapılacak olmasıdır. Artık 23 yıldır devam eden Tek Parti dönemi sona ermiş, çok sayıda parti kurulmuş, hepsi bir yana, CHP’nin karşısına, CHP’den kopma, Demokrat Parti adıyla güçlü bir muhalefet partisi çıkmıştır. CHP Parti Müfettişlerinin raporlarında bu durum açıkça dile getirilmiş, Afyonkarahisar değerlendirilirken, Şuhut’un ilçe yapılmaması halinde burada Demokrat Parti’nin seçimi kazanacağı ifade edilmiştir.
Şuhut’u ilçe olma hakkına kavuşturan bir diğer neden ise, dönemin İçişleri Bakanı Hilmi Uran’ın üstün gayretleridir. Tatil dönüşü ya da bir yurt gezisi sırasında yolunu kaybeden Hlmi Uran’ın macera dolu yolculuğu Şuhut’ta son bulur. Şuhut halkının candan ve sıcak ilgisi İçişleri Bakanını öyle etkiler ki, Hilmi Uran Ankara’ya varır varmaz konuyu TBMM gündemine getirir, Şuhut’u – Afyonkarahisar’ın muhalefetine rağmen– ilçe yapacak çalışmaları tamamlar.
Cumhuriyetin 15.Yılında yani 1938’de yayınlanmış Afyon İl Yıllığı’nda Şuhut Nahiyesi şöyle anlatılıyor :
“Şuhut, Afyonkarahisar’a bağlı ve 4 bin nüfuslu bir nahiye merkezidir. Cumhuriyetten evvel tamamen mühmel (ihmal edilmiş) ve bakımsız bir yerdi. Bugün ise ilçe olmaya müsait ve müsteit ( istekli) bulunan Şuhut, günden güne inkişaf eden (gelişen) bir kasabadır “
Şuhut Cumhuriyetin ilk yıllarında Bolvadin ve Sandıklı’nın bir tık gerisinde, Emirdağ ve Dinar ile aşağı yukarı eşit seviyede bir yerleşim merkeziydi. Ancak Şuhut, yeni açılan kara ve demiryolu hatlarının uzağında kalınca, gellşme ve kalkınma yarışında gerilerde kaldı.
Dilerseniz 1946 yılında Şuhut’un ilçe yapılması sırasında neler yaşandı, onları anlatmaya çalışalım.
Başbakan Şükrü Saraçoğlu başkanlığında 31 Ocak 1946 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu (İçişleri Bakanı Hilmi Uran), aralarında Şuhut’un da bulunduğu 10 yeni ilçe merkezi kurulmasına dair kanun tasarısı hazırladı. Bu tasarı 5 Şubat 1946’da bir üst yazı ile Başbakan Şükrü Saraçoğlu tarafından TBMM Başkanlığına sunuldu. Bu tasarıda Şuhut Nahiyesi şöyle anlatılıyor ;
“Şuhut Bucağı coğrafya, ekonomik ve idare yönünden ayrı bir özellik ve birlik arzetmekte ve merkeze uzak bulunmaktadır. Kışı sert geçen bu bölgede halk ve Hükümet, işlerinin zamanında görülmesi mümkün olmadığı cihetle zorluklarla karşılaşılmakta, kalkınma ve diğer yönlerden yapılması lüzumlu denetim ve gözetim işleri de layıkıyla yapılamamaktadır.
Bu zorlukları gidermek ve Afyonkarahisar Merkez İlçesinin işlerini hafifletmek amacıyla Afyon İli’ne bağlı olmak üzere (ŞUHUT) adıyla anılmak üzere bir ilçe kurulması İdare Kurulu ve Genel Meclis kararlarına dayanılarak ilgili Vekillikler (Bakanlıklar) tarafından teklif edilmiştir.
Bakanlık tarafından da yapılan incelemelerde bu teklifler yerinde görülmüş ve işlemi de Vilayet İdaresi Kanunu hükümlerine uygun bulunmuş olduğundan ilişik kanun tasarısı ona göre hazırlanmıştır. “
Kararname ve esbab-ı mucibe layihası Başbakanlığa ulaştıktan sonra, Başbakanlık bu evrakları 28 Mart 1946 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na havale etmiştir. Daha sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Şükrü Saraçoğlu ve İçişleri Bakanı Hilmi Uran 1 Nisan 1946 tarihinde toplanarak aşağıdaki kararnameyi kabul etmişlerdir.
“Madde 1- 4869 sayılı kanunla kurulan 10 ilçenin sınırları aşağıda gösterildiği gibi belirtilmiştir.
ŞUHUT İLÇESİ; Merkezi Şuhut’tur. Afyon İli Merkez İlçesine bağlı Şuhut Bucağı kaldırılmış, ilişik 5 nolu cetvelde adları yazılı köyler (sonradan ayrılan İNLİ dahil toplam 37 köy) Şuhut İlçesi’ne bağlanmıştır. “
Söz konusu kararname Resmi Gazete’nin 20 Nisan 1946 tarih ve 6288 numaralı sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dolayısıyla Şuhut 20 Nisan 1946 tarihinde ilçe merkezi olmuştur. Şuhut’un ilçe oluşunun 78.yıldönümü kutlu olsun.
Şuhut’un ilçe yapılması halkımız tarafından büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Bu mutlu olay üzerine yazılmış eski bir şiiri tekrar sizlere takdim etmek istiyorum. O yılların toplum psikolojisini yansıtması açısından önemli bulduğum şiiri, Şuhut’un milli şairi merhum A. Ragıp Şeyda Soydaş 1946 yılında kaleme almıştır. Bu vesileyle kendisini rahmetle anıyoruz.
ŞENLENSİN ŞUHUT
İlçelik verildi güzelim Şuhut
Gülün açtı artık, hazanı unut.
Dert dolu yüklerin oldu bir bulut
Yükselsin göklere, dinlensin Şuhut
**************************************
Kaç defa kırıldı bu kase tabak?
Kaç defa değişti menzile göz aç bak.
Çoktan verilmişti, İlçelik bu hak.
Şakısın bülbüller, dillensin Şuhut
**************************************
Yıllarca endişe içinde kaldık
Ha bugün, ha yarın, hayale daldık
Bütün ümitleri Allah’a saldık,
Çalınsın çalgılar, şenlensin Şuhut
****************************************
Şeyda da Şuhut’ta açtı gözünü,
Kim esirger acep senden özünü,
“Nahiyedir” diye etme sözünü,
Afyon’un kazası bellensin Şuhut