Şuhut Anayurt’un geçen haftaki sayısında manşetten verilen bir haber, kamuoyunda büyük ses getirdi.Tamamen araştırmacı gazetecilik ürünü olan habere göre, Şuhut, sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında hızla gerilemeye devam ediyor. 2017 yılında ilçelerarası gelişmişlik sıralamasında 513. sırada yer alan Şuhut’un 2022 yılında 623.sıraya gerilemesi hem üzücü hem de düşündürücü bir durumdur.İlçemizde son 15 yılda gözle görülür bir değişim yaşanmasına rağmen sosyal ve ekonomik açıdan karnemizin zayıf olması bir tezat gibi gözükse de bilimsel araştırmalara güvenmemiz gerektiğini düşünüyorum.T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ” ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması SEGE-2022″ araştırma sonuçlarına göre ilçemiz son beş yılda 110 sıra gerilemiş gözüküyor. Bir çok kamu binasına (hastane, okul, yurt, hizmet binası) TOKİ, doğalgaz, Organize Sanayi Bölgesi, banka şubesi, İlım Kültür Merkezi, baraj, gölet ve altyapı yatırımına kavuşan Şuhut, hangi gerekçeyle gerilemiş sayılıyor? Diğer ilçelerin gıpta ile baktığı, hatta kıskandığı ifade edilen Şuhut, devlete göre 4.kademeden 5. kademeye düşme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. ( Türkiye’de ilçeler gelişmişlik düzeylerine göre 6 kategoriye ayrılıyor. En gelişmiş olanlar 1. sınıf, en geri kalmışlar 6. sınıf ilçe sayılıyor) Söz konusu çalışma; demografi (nüfus bilgileri), istihdam ve sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, finans, rekabetçilik, yenilikçilik ve yaşam kalitesi gibi 56 değişken kullanılarak hazırlanmış.Bütün dünyada geçerliliği olan bilimsel bir metodla ve objektif kriterlere göre yapılan araştırmada sadece Şuhut’un değil genel olarak Afyonkarahisar’ın bir gerileme içinde olduğu farkediliyor. Afyonkarahisar, mermercilik, termal turizm ve gıda sektörlerinde adindan söz ettirse de Konya, Denizli ya da Eskişehir seviyesine ulaşamayan bir il konumundadır. T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın en son 2017 yılında yaptığı iller arası sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırmasında Afyonkarahisar 41. sırada ve 4. kademede yer almıştır.Şuhut’un ülkemizdeki 973 ilçe arasında 623., Afyonkarahisar’daki 18 ilçe (merkez ilçe dahil) arasında 11. sırada olması, kamuoyundaki ” gelişen- kalkınan Şuhut” algısıyla çelişmekte ve kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. .”Rakamların dili olsa da konuşsa” dedikleri gibi, devletimizin verdiği bilgileri baz alarak bu tablonun oluşumu hakkındaki tahminlerimizi ifade edelim.
1- İbn Haldun’un “Mukaddime” de yazdığı gibi ” coğrafya kaderdir”.Şuhut’un kalkınmasını geciktiren en önemli faktör, konumu itibariyle ana arterlere, şehirlerarası yollara uzak olması ve ilçeden demiryolu hattının geçmeyişidir. Günümüzde Sandıklı, Bolvadin, Dinar ve Emirdağ ilçelerinin gelişmesinde etkili olan şey, anayol güzergâhında olmalarıdır. Örnek vermek gerekirse, Dinar, 130 yıl önce Sandıklı’ya bağlı küçük bir nahiye iken ,1890’larda İzmir-Aydın Demiryolu hattının buraya uzanması ve Cumhuriyetten sonra yapılan karayollarının buradan geçmesi nedeniyle büyük bir gelişme yaşamıştır.Günümüze dönecek olursak, Şuhut’la Afyonkarahisar’ı birbirine bağlayan 24 km.lik yolu, yaklaşık 7 yıldır “bölünmüş yol” haline getiremedik. Acaba söz verildiği üzere yolumuz 25 Ağustos 2022’de açılabilecek midir?
2- Prof.Dr.Veysel Eroğlu’nun Şuhut’a en büyük armağani olan Organize Sanayi Bölgesinden tam verim alınabilmiş değil.Teşvik bölgesi olmasına ve altyapısı tamamlanmasına rağmen büyük yatırımcı çekemeyen Şuhut OSB.mevcut küçük ölçekli işletmeler ve düşük istihdam rakamları ile beklentilerin gerisinde kaldı.Bu durum ilçemizin sıralamada 623. olmasında etkili olmuş olabilir.
3- Şuhut’u devlet destekli olarak planlı şekilde kalkındıracak iki kurum var;
1-Kalkınma Ajansı
2-Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu.Bu iki kurum, gerek devlet bütçesinden gerekse AB fonlarından gelen paralarla yatırımcılara ve üreticilere destek veren koordinatör yapılardır.Amaçları; yerel potansiyeli açığa çıkarmak, bölgenin kaynaklarını değerlendirerek yatırıma dönüştürmek, yaşam kalitesini ve gelir düzeyini artırmak olan bu iki kurum, bugüne kadar Şuhut’a ne gibi fayda sağlamıştır, doğrusu merak ediyorum.Her iki kurum yetkilileri kamuoyuna ” bize proje getirin” demekten başka bir.şey yapmıyorlar.Oysa yetkililerin bizzat sahaya inerek üreticileri ve yatırımcıları yönlendirmesi, aydınlatması daha doğru olmaz mı? Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, kooperatifler ve devletin ilgili birimleri ile birlikte çalışılsa daha verimli olur.Yine görebildiğimiz kadarıyla her iki kurum siyasetin etkisinde kaldığı için bütçeden, AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakları yerine ulaştıramıyor.
4- Şuhut’ta ” nitelikli okul” olmayışı, başarılı oğrencilerin eğitim hayatlarını ilçe dışında sürdürmek zorunda kalmaları, sıralamadaki yerimizi etkileyen bir başka faktördür.Eskiye oranla Şuhut’taki okul sayısi ve çeşitliliği bir hayli fazladır.Ancak “nitelikli okul” dediğimiz, LGS sınavıyla öğrenci alan Anadolu, Fen , Sosyal Bilimler Lisemiz yoktur.
5- “Ticaret ve sanayi odaları” dünyada önem verilen , güvenilen,saygi duyulan ve muhatap kabul edilen kurumlardır. Esnaf ve sanatkâr odasından farklı bir mevzuata sahiptir. Şuhut esnafını “işadamı” yapacak, vizyon ve özgüven sahibi haline getirecek bir kuruma yani “ticaret ve sanayi odasına” ihtiyacımız var.
6-Şuhut’ta nitelikli eleman çalıştıracak kaç tane işletme vardır? Mühendis, veteriner, planlamacı, analizci,işletmeci vs. “beyaz yakalı” istihdam edebilecek firma sayısı kaç tanedir? Özel sektörde sigortalı çalışan sayısı? Halen ilçemizde en çok sigortalı çalıştıran kurum, bir fabrika,atölye değil, Şuhut Belediyesi’dir.Çalışma hayatında istihdam ve sosyal güvenlik konularına çok dikkat edilir, önem verilir ve gelişmenin ölçüsü sayılır.Şuhut’un 623. sırada olmasının nedenlerinden biri de bu olsa gerek.
7-Şuhut gibi geçimi önemli ölçüde tarım ve hayvancılığa dayalı yörelerde ağırlığı oluşturan küçük üreticiler artık para kazanamıyor.Girdi maliyetlerindeki artışların yanısıra ithalata izin verilmesi nedeniyle yerli üreticiler uzun yıllardır masraflarını bile çıkaramadılar.Bu süreç sonucu Şuhut’ta kişi başı milli gelirde kayda değer bir artış yaşanmadı.Büyük arazi sahibi aileler, köklü esnaf ve tüccarlar ağır ekonomik şartlara direnemeyip devre dışı kaldılar..Kırsal nüfus azaldı, 6 beldenin 5 tanesi kapatılarak köy statüsüne dönüştürüldü.Toplam nüfusun yarıya yakını ilçe merkezinde yaşamaya başladı.İş bulamayan genç nüfus büyük şehirlere göç etmek zorunda kaldı.SEGE 2022 araştmasına göre hem Afyonkarahisar’ın, hem de Şuhut’un milli gelirden aldığı pay her geçen gün düşmekte.Bunun en önemli nedeni; ilimizin sanayi,teknoloji ve endüstri alanında atılım yapamayışıdir.Son 20 yılda Afyonkarahisar’da mermer,termal turizmi ve gıda (et ürünleri,lokum) sektörleri dışında bir ilerleme söz konusu değildir.Her yıl açıklanan “Türkiye’nin en büyük 500 kuruluşu ” listesine Afyonkarahisar’dan 3 ya da 4 firma girebildiğine göre, SEGE araştirmasını yadırgamamak ve kabul etmek gerekir, diye düşünüyorum. T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı raporu eleştirmek yerine bir “uyarı” olarak kabul etmek ve yanlış ne varsa düzeltmeye çalışmak gerekir. Hamaset kulağa hoş gelir ama hiç bir şeyi çözmez. Gerçekleri olduğu gibi kabul ederek doğruyu bulmaya çalışmalıyız.