Şuhut Anayurt Gazetesi

BU DÜNYADAN BİR “PEHLİVAN” GEÇTİ

BU DÜNYADAN BİR “PEHLİVAN” GEÇTİ
500 views
06 Nisan 2023 - 1:26

“Pehlivan” abiyi tanıdığımda henüz ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi bir çocuktum. Altıgöz Mahalkes’ndeki evimizin bitişiğindeki arsada inşaat başlamıştı. Ya da arsanın duvarı örülüyordu. İşçilerden birisinin hareketleri dikkatimizi çekmişti. Atletik yapısı, neşeli ve cana yakın tavırlarıyla kendini kısa sürede sevdirmişti. 1970’li yıllarda yani benim ilkokul çağlarımda Şuhut’ta komşuluk ilişkileri çok canlıydı. Şuhut Belediyesi evimizin olduğu sokakta kanalizasyon ve su çalışması yapıyordu. Çalışan işçilerin yemeği ve çayı o sokaktaki evlerden giderdi. Aynı şekilde yakınımızda bir ev inşaatı başlamışsa bütün komşular seferber olur, işçilere yemek bükme, börek, çay, su ikram edilirdi.
Benim Pehlivan abiyle tanışmam da böyle vesileyle oldu. O gün bizim evde hazırlanan yemekleri tepsi içinde bitişikteki inşaata götürerek Pehlivan abiye ve arkadaşlarına ikram ettim. Teşekkür ettiler. Yemeklerini yerken sohbete başladık.Adının Pehlivan olduğunu, Kıbrıs Barış Harekatına katıldığını, babamı ve abilerimi tanıdığını, benim de akıllı uslu bir çocuğa benzediğimden dolayı mutlaka okumam gerektiğini anlattı. Pehlivan abiyi çok sevmiş tim. Her gün okul çıkışı mutlaka yanına uğrar, Kıbrıs’ta başından geçenleri dinlerdim. Savaşta Yunanlıları nasıl vurduğunu ya da esir ettiğini uygulamalı olarak anlatırdı. Durmadan çalışır, kimi zaman marş, türkü kimi zaman da kahramanlık şiirleri okurdu.Tuğlaları eliyle ikiye böldüğüne şahit olmuş ve hayretler içinde kalmıştım.
İnşaatın bitmesinin ardından kendisini uzun müddet görmedim. Seneler sonra Fatih İlkokulu’nu bitirip İmam Hatip orta kısma başladığım 1979 yılında yeniden karşılaştık. Bu arada Pehlivan abinin adının “Muharrem Ağduk” olduğunu da o gün öğrenmiş oldum. Ama o bizim için hep “Pehlivan abiydi” ve öyle de kaldı.
Tanıdığım günden ölümüne kadar kendisini öz abilerimden ayrı görmedim. Milliyetçi, vatansever, dinine bağlı, güvenilir, tertemiz kalbi olan bir insandı. Edebiyata özellikle de şiire düşkündü. Çok güzel şiirleri vardı. Zaman zaman Şuhut ANAYURT Gazetesi’nde şiirleri yayınlanırdı. Yazdığı şiirleri Milli günlerde ve etkinliklerde okumayı severdi. Üslubunu biraz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’na, biraz da Ozan Arif’e benzetirdim.
Yıllar önce başladığım ve hala devam eden bir kitap çalışmam için kendisinden hayat hikayesini yazmasını istemiş, beğendiği şiirlerinden de bir kaç tanesini rica etmiştim. 25 Ocak 2017 tarihli mektubunda bakın kendisini nasıl tanıtmış:
Adı :Muharrem
Soyadı :Ağduk
Doğum yeri:1953 Şuhut-Afyonkarahisar
Mesleği :Emekli memur
Ünvanı: “Pehlivan” ve “Kıbrıs Gazisi”
ÖZGEÇMİŞİM
01.01.1953 tarihinde Afyonkarahisar’ın şirin ilçesi Şuhut’ta, Gazipaşa Mahallesi, Göbekli Çeşme Sokak, No:22’de dünyaya geldim. Babam Şuhut’un en çalışkan yiğitlerinden Pehlivan Mustafa, anam Çakırözü Köyü’nün saygın ailelerinden Sofu oğlu Süleyman’ın kızıdır. Yöremiz tarım, hayvancılık ve çiftçilikle geçinmektedir. Ailemiz fakir ve işçi ailesi olduğundan ilk ve orta öğrenimimi Afyon Gedik Ahmet Paşa İlköğretim Okulu ve yurdunda, orta öğrenimimi Afyon Şemsettin Karahisari Ortaokulu’nda okudum. Daha sonra meslek hayatına atıldım. Sekiz sene Afyonkarahisar’da kunduracı çıraklığı ve kalfalığı yaptım. Çileli ve zorlu hayat şartlarının çemberinden dürüst ve namuslu çalışarak geçtim.
1973 senesinde askerlik görevimin çıktığını öğrendim. Acemilik ve usta birliğimin bulunduğu İzmir’de görev yaparken Temmuz 1974’de Kıbrıs Barış Harekatı başladı. İzmir’deki alayımızdan her birlikten ikişer asker seçilerek Kıbrıs Barış Harekatına asker olarak katılmış oldum. Harekat süresince Kıbrıs adasında çeşitli badirelerden geçerek savaş kurallarını uyguladım. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bizlere verilmiş olan “Gazilik” ünvanı ile onurlandırıldım. Askerlik sonrası inşaat işlerinde çalışarak hayatımı devam ettirdim. 25 Ocak 1977 tarihinde Emine Çelikten ile evliliğe ilk adımımı attım. Bu izdivaçtan Kürşat, Fatih, Süreyya, Saliha ve Tuba isimlerinde beş çocuğumuz oldu. 1977 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı imtihana katıldım ve devlet memurluğunu kazandım. 26 sene bilfiil görev yaptıktan sonra 2003 yılında emekli oldum.
Pehlivan abi mektubun yanına vesikalık fotoğrafı ile birlikte iki şiirini ve 18 Mart Çanakkale Zaferi törenlerinde yapmış olduğu konuşmayı eklemiş. Ne yazık ki söz verdiğimiz halde kitabı bitiremedik, Pehlivan abi de kitabı göremeden 24 Nisan 2018 tarihinde vefat etti. Ölümünün 5.yıldönümünde Pehlivan abimizi rahmetle anıyoruz.
Hayatı boyunca yaşadığı onca sıkıntıya rağmen doğruluk ve dürüstlükten ayrılmadan, alın teri dökerek evine helal lokma götürmenin mücadelesini veren, Milli ve manevi değerler mevzubahis olduğunda gözü hiç bir şeyi görmeyen rahmetli Pehlivan abimizin bir şiirini sunuyoruz :
UNUTMA
Buram buram burcu kokan Orta Asyayı
Bu topraklarda at koşturan Oğuz Han’ı unutma
Alperenleri, nice yağız kahramanları
Hele hele Kürşat’ı sakın unutma.
*********************************
Anadoluyu keşfeden Selçukluları
Dost kapısı Mevlana’yı, yoldaş Yunus’u unutma
Haçlı ordularına Anadolu kapılarını kapatan,
Büyük Komutan Alparslan’ı unutma
*********************************
Büyük devletin büyük kurucusu Osman Bey’i
Cepheden cepheye koşan Yıldırım Beyazıt’ı unutma,
Çağ açıp çağ kapatan genç Fatih’i,
Kanunlarıyla dünyayı yöneten Sultan Süleyman’ı unutma
*********************************
Cesaret timsali Nene Hatun’u, Sütçü İmam’ı,
Allahu Ekber Dağlarında 90 bin Mehmet’i unutma
Şam’ı, Bağdat’ı, Yemen ellerini Kafkasları,
Balkanlardaki mezalimi sakın unutma.
*********************************
Bu vatanın kınalı kuzularını,
Emsalsiz gücün timsali Seyit Onbaşı’yı unutma,
Şahin Bey’i, Kubilay’ı, kahraman tıbbiyelileri,
Bu topraklar uğruna şehit olanları sakın unutma
*********************************
Seddü’lbahri, Conk Bayırını, Çanakkale’ yi,
Şuhut’tan doğan İstiklal ateşini, Afyon’u unutma
Dumlupınar’ı, Bayraktepe’yi, Zafertepe’yi,
Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sakın unutma.