Şuhut Anayurt Gazetesi

ŞUHUT (SYNNADA) ARKEOLOJİK KAZILARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

ŞUHUT (SYNNADA) ARKEOLOJİK  KAZILARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
494 views
15 Ekim 2023 - 15:22

Son yıllarda Dinar’da Apameia ve Emirdağ Amorium antik kentlerinde yapılmakta olan arkeolojik kazılar sık sık gündeme geliyor. Gün geçmiyor ki, bu iki kazı bölgesi ile ilgili bir habere, yazı ya da videoya rastlamıyalım. T. C Kültür ve Turizm Bakanlığı ile üniversite eşgüdümünde yapılan kazılar sonucu yeraltında yokluğa ve unutulmaya mahkum edilmiş mekanlar, eşya ve tarihi eserler gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor.
Bu gelişmeler bizi bir yandan sevindirirken, diğer yandan da Şuhut adına üzmekte ve karamsarlığa kapılmamıza neden olmakta. Tarihi olarak Dinar’dan ve Emirfağ’dan daha eski bir geçmişe sahip olan Şuhut’ta SYNNADA Antik Kentinde arkeolojik kazıların ne zaman başlayacağı merak konusu.
Bu arada Bolvadin’deki Üçhöyük kazılarını da unutmayalım. Konya Selçuk Üniversitesi arkeologları tarafından yapılan kazılarda çok sayıda tarihi esere ve antik yerleşim alanına rastlandı.
Frig, Pers, Hitit, Roma-Bizans dönemlerinde tarihi rol üstlenmiş ve eyalet başkenti olmuş Synnada antik kenti üzerinde kurulu Şuhut’ta kazıların bir an önce başlaması isteniyor. Özellikle Hisar Tepesi (Hisar höyüğü) ve çevresinde başlatılacak arkeolojik kazılar sonucu tarihin karanlık sayfalarının gün yüzüne çıkacağı ifade ediliyor.
19.Yüzyılda Şuhut ve çevresini ziyaret eden William Ramsay, Charles Texier, Friedrich Sarre gibi arkeolog ve gezginler, büyük bir keşif yapmanın coşkusu içinde Synnada ( Şuhut) Antik kenti hakkında yazılar yazmış, Şuhut’un kadim Synnada kenti üzerinde kurulu olduğunu, gerek ilçe merkezinde, gerekse köylerde 20’den fazla yerleşim alanı bulunduğunu (köy, çiftlik) dile getirmişlerdi.
20.Yüzyılda Şuhut’u ziyaret eden W. M. Calder ve W. Buckler, aynı tezi savunarak, Şuhut Kasabası’nın altında büyük bir antik kentin mevcut olduğunu, eğer Synnada kentinin kalıntıları ortaya çıkarılırsa bu keşfin tarihin yeniden yazılması anlamına geleceğini iddia etmişlerdi.
1930 yılında Şuhut’ta bulunan bir lahitin bulunduğu yerden çıkarılarak Ankara’ya naklini bir makale halinde anlatan Aziz Ogan, bu iki yabancı arkeologla görüştüğünü, bunlara göre lahitin yerinden çıkarılarak Ankara’ya götürülme imkanı bulunmadığından en mantıklısının yerinde bırakılması olduğunu söylediklerini yazar. Calder ve Buckler’in Şuhut’tan çok sayıda tarihi eseri yurt dışına kaçırdığı da iddialar arasındadır.
Şuhut, binlerce yıllık tarihe sahip, çeşitli devlet, medeniyet ve kültürlere beşiklik etmiş eski bir yerleşim yeridir. Bizler eski dönemlerin bakiyesi antik Synnada kentinin gün yüzüne çıkarılarak Şuhut’un bir AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilmesini istiyoruz. Tıpkı Göbeklitepe, Efes, Gordion gibi….
Şimdi sözü Dinar ve Emirdağ’daki arkeolojik kazılara bırakıyoruz
APAMEİA ANTİK KENTİ
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde tarihi İpek Yolu ile Kral Yolu’nun kesiştiği noktada yer alan ve döneminin en önemli ticaret merkezi Apameia Antik Kenti, Frig, Pers, Seleukos ve Roma uygarlıklarından önemli izler taşıyor. Antik kentin tespit edilen “en önemli” mimari yapısı antik tiyatrodaki bilimsel kazı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izni, Afyonkarahisar Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) işbirliğinde, Türk tarih Kurumu, Dinar Kaymakamlığı ve Belediyenin desteği ile 7 yıldır sürdürülüyor. AKÜ Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ümit Emrah Kurt’un bilimsel danışmanlığını ve koordinatörlüğünü yaptığı kazılarda, en son aslan, kaplan veya panter gibi büyük bir kedi türüne ait çene kemiği parçası bulundu. kazı çalışmalarında daha önce de Helenistik Dönem’e ait olduğu değerlendirilen 5 oda, seramikler, fresk (duvar resmi) parçaları bulunmuştu.
AMORİUM ANTİK KENTİ
Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesine bağlı Davulga beldesinde Orta Çağ’da Frigya bölgesini kapsayan coğrafyada yer alan Amorium Antik Kenti kazıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve Anadolu Üniversitesi tarafından destekleniyor. “Aşağı Şehir” ve “Yukarı Şehir” olarak adlandırılan Amorium’daki kazılar, 2013 yılından itibaren Prof. Dr. Zeliha Demirel Gökalp başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Kazılarda, büyük kilise, bazilika, Bizans hamamı, üzüm ezme havuzları ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine tarihlenen sikkeler, seramik fırını, tahıl ambarının yanı sıra çok sayıda farklı buluntu gün yüzüne çıkarıldı. Kazılarda geçen yıl da Türk-İslam dönemine tarihlenen 800 yıllık demir saban bulunmuştu.